Bölüm 17

6.1K 416 36
                                    

MERHABALAR:;) ÖNCEKİ BÖLÜMLERİN AÇIKLAMALARINDA FAZLA KASMIŞIM. FAZLA CİDDİYE ALMIŞIM ONU FARK ETTİM. BUNDAN SONRA ÖYLESİNE TAKILACAĞIZ BAKALIM.

KEYİFLİ OKUMALAR:;))

***

Ablam, Selim, Öykü ve ben konağın önünde durmuş, derin bir münakaşanın içine girmiştik.

"Bakın geri dönelim lütfen. Mirzan ben halledeceğim dedi zaten."

Selim kafama hafifçe vurarak kendince, kendime gelmemi sağlamıştı.  "Salak, ona giren çıkan mı var neyi halletsin. Onu çok da etkileyen bir durum değil bu. Hamile olan sensin. Senin ailen buna karşı onunki değil."

Selim'in söylediklerine karşı Hale ablam heyecanla "Hay ağzını öpeyim be Selim."der demez Öykü kaşlarını çatarak konuştu. "O kadar da abartmaya gerek yok bence. Ama Selim haklı Yusuf."

Üçü, savaşa giriyormuşcasına birbirlerine motive verirken bende stresle alttan Mirzan'a mesaj atmaya çalışıyordum.

Yusuf : Mirzan, müsait misin?

Anında gelen mesajla şaşkınca kaşlarımı kaldırdım. Bu kadar çabuk cevap vereceğini düşünmüyordum.

Mirzan : Evet güzelim, noldu?

Yusuf : Sanırım haklıydın, ablama söylememeliydim. Bana kızmadı ama birazcık sana ve Halide hanıma kızmış olabilir.

Mirzan : Bize kızması beklendik bir durumdu zaten. Sana bir şey yapmadığı sürece sıkıntı yok.

Yusuf : Orası öyle zaten. Ama şu an konağın önündeyiz.

Mirzan : Nasıl yani?

Endişeli bir ifadeyle arkamı dönerek hâlâ karar verme aşamasında olan üçlüye baktım.

Yusuf : Durum karışık biraz. Ablam Halide hanıma çok kızdı. Şimdi de nasıl yaparsınız bunu diye hesap sormaya geldi. Konakta mısın diye merak ettim, ablamları tek başıma durduramayacağım sanırım.

Mirzan : Ben konakta değilim. Ama geliyorum şimdi. Sen oyala onları biraz.

Mirzan'ı onaylayarak telefonu kapatıp tekrardan üçlüye döndüm. Az öncekinden daha da bir azimli duruyorlardı.

"Tamam içeri gireceğiz. Ama Mirzan gelmeden olmaz. Tamam mı?"

Ablam başta itiraz edecek gibi olsa da kararlı olduğumu anlayınca kabul etmek zorunda kaldı. Zaten ele başı o olduğu için Selim ve Öykü de otomatik olarak kabul etmişti.

"Yani civcivim sen de ne söz dinlermişsin bee. Sana 'beni bekle öyle yapalım yapacağımız işi' desem on saat trip atarsın. Elim adamına gelince 'tamam bey' moodundasın. Yazıklar olsun."

Alıngan bir ifadeyle yüzüne baktım. "Aşk olsun Selim, ben ne zaman öyle bir şey yaptım. Ayrıca elin adamı değil, sevgilim."

Selim ellerini havaya kaldırarak başını iki yana salladı. "Aman kocasına da laf söyletmezmiş."

Biz didişirken Mirzan arabasıyla sokağa giriş yapmıştı bile. Öykü ve ablam şaşkınca, lüks arabadan inen Mirzan'a doğru baktılar.

Yanıma doğru gelen Mirzan beni kendine çekerek sarıldı."Nasılsın güzelim?" Hafifçe sarılıp, utanarak geri çekildim. "İyiyim sen?" İyi olduğunu belirtircesine mırıltılar çıkarıp tekrardan sarılmaya kalkıştığında telaşla bir adım geriledim.

Ablam varken elimde olmadan geriliyordum. Arkamı dönerek ablamı ve yanında duran iki yandakçısına bir bakış attım. "Ablam Hale. Yanındakilerde en yakın arkadaşlarım. Selim ve Öykü." Mirzan başını memnun olmuşcasına sallarken konuştu. "Tanıştığımıza memnun oldum."

TAŞ ŞEHRİN MUCİZESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin