Jungkook'un getirdiği bilmem kaçıncı ıslak kekten ufak bir çatal aldığımda yüzümü buruşturdum.
"Ne ? Ne oldu bu da mı olmamış ?"
Dedi korkuylaKafamı hayır anlamında salladım. Jungkook'un omuzları çökerken gülmemek için tırnaklarımı elime bastırdım.
"Ama hepsinde de tarife uydum"
Diyip kendide tattı.
"Çok da güzel olmuş bence"
Dedi bir çatal daha alırken"Hiçbiri istediğim kıvamda ağzımda dağılmıyor ama"
Dedim, Jungkook'un un olmuş yüzü topladığı saçları ve pembe önlüğü gülmem için beni zorlarken ağzımın içinden yanaklarımı ısırdım.Jungkook elindeki tabağı da masadaki diğer reddedilen tabakların yanına koydu ve önlüğünü çıkartıp saçındaki tokayı atarak yanıma oturdu.
"Lisa 1 ay oldu. Lütfen artık affet beni, bak her gün çamaşırlarımı elimde yıkıyorum, onları özenle asıyorum, kirlettiğim yerleri topluyorum, senin tüm kedilerine Love'a ve Bam'a ben bakıyorum, kızım geçen hafta bana tuvalet temizlettin yeter artık!"
Dedi"Yetmez, ayrıca bunlar senin görevin"
Dedim
"Lisa, güzelim bak artık gerçekten yeter. Dediğim her kelimeden köpek gibi pişmanım senden özürde diledim. Her istediğini de yaptım, daha ne yapayım"
Dedi"Hiçbiri o gün benim canım yandığı kadar zarar vermez sana"
Dedim
"Sevgilim..."
Diyerek yüzümü elleri arasına aldı.
"...sana yemin ediyorum o gün söylediklerim öylesine laflardı. Gerçekten hissettiğim şeyler değildi"
Dedi"Tamam seni bir şartla affederim"
Dedim
"Ne o bebeğim ?"
Dedi yüzümü severken
"Yarın annenle buluşacaksın"
Dedim, Jungkook'un yüzü ciddileştiğinde korktum ama belli etmedim."Tamam ama sende geleceksin"
Dedi
"Jungkook kadına yazık değil m- ne ?"
Dedim şaşkınca
"Sende geleceksin, yanımda olup elimden tutacaksın, bana güç vereceksin"
Dedi saçımı kulağımın arkasına iterekGözlerim yanmaya başlarken bir sürü şey söylemek istiyordum ama aynı zamanda da hiçbirşey söylemek istemiyordum da, bu anda kalalım ne ileri gidelim ne de geri gidelim istiyordum.
"Yaptığım herşey için özür dilerim"
Dedim dolu gözlerimle, Jungkook anlımı öptü.
"Hepsini haketmiştim. Keşke daha beterini yapsaydın"
Dedi
"Kıyamazdım"
DedimJungkook gülümseyerek dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Kısa bir öpücüğünün ardından ayrıldığımızda anlını anlıma yasladı.
"İyisin değil mi ?.."
Dedi, kafamla onu onayladığımda gülümsedi.
"...o halde artık bende çok iyiyim"
Dedi, tutuğu ellerime uzun bir öpücük kondurdu.•••••
"Çok teşekkür ederim teklifimi kabul ettiğin için"
Dedi Bayan Jeon
"Lisa'ya teşekkür et, o olmasa asla kabul etmezdim"
DediJungkook'un eline tırnağımı bastırdığımda bana dönüp ne oldu dermişcesine baktı.
"Sanada çok teşekkür ediyorum Lisa, belli ki oğlum için çok önemlisin...onu buraya getirmeye ikna ettiğine göre"
Dedi, gülümseyerek Jungkook'a döndüm."Sen ne demek için çağırdın beni ?"
Dedi Jungkook ciddiyetle
"Nasıl olduğunu merak ettim oğlum"
Dedi Bayan Jeon
"Niye bunu yıllar önce merak etmedin ?..mesela beni o evde, o koskocaman evde tek başıma bırakıp giderken düşünebilirdin nasıl olduğumu"
Dedi Jungkook"Oğlum haklısın seni çocuk başına orda bırakmam çok yanlıştı ama baban beni çok bunaltmıştı. İşi onun herşeyiydi ve sürekli işine odaklıydı. Eve gelmezdi gelse çalışma odasından çıkmazdı. Bir kadın için bunlar depresyona girmek için yeterli bir sebepti"
Dedi"Babam seni çok seviyordu biliyor musun anne ?..çalışma odasında defalarca onun sessizce ağladığına şahit oldum. Babam, yıllar önce aynı senin gibi sorumsuz bir anne tarafından terk edilmiş küçük bir kız çocuğu bulduğunda onu sahiplendi ve ona senin adını verdi"
Şaşkınca Jungkook'a baktım.Bundan gerçekten haberim yoktu.
"Ne ?"
Dedi annesi şaşkınca
"O kız Lalisa"
Diyerek beni gösterdiğinde Bayan Jeon'la göz göze geldim."Adınız..."
Dedim şaşkınca, Bayan Jeon bana elini uzattı.
"Ben Elizabeth Choi ama herkes bana kısaltımı Lisa der"
Dedi, ağzım şaşkınlıktan aralanırken uzattığı elini tuttum.
"B-bende Lalisa Manoban"
Dedim