Boks torbasına bir kere daha vurduktan sonra nefes nefese torbaya sarılıp onu durdurdum.
"Yine burdasın, hiç şaşırmadım"
Dedi Jungkook elindeki spor çantasını kenara atarak. Masadaki bezi eline sardıktan sonra boks eldivenlerini giyindi.
Aldığım havluyu boynuma asıp suyumu aldım ve kendimi yere attım.
"İki boks torbasına vurdun diye yoruldun mu ?"
Dedi gülerek
Onu umursamadan nefes alışverişimi düzene sokmaya çalıştım.
"Prenses"
Dedi, kulak asma Lisa o sadece seni kışkırtıp ringe çıkarmak için yapıyor. Boşver, şimdi ayağa kalk ve burdan git
Ayağa kalktığımda dediğiyle olduğum yerde kaldım.
"Boks herkesin harcı değil"
Ellerimi sıkarken boynumdaki havluyu yere atıp ringe çıktım.
Genellikle kaybedeceğim savaşlara girmem ama beni kışkırtmakta Jungkook'un üstüne kimseyi tanımam!
"Prensesler ringe çıkabiliyor muydu ya ?"
Demesiyle yüzüne doğru yumruk salladım ama kaçtı. Bir kere daha yumruk salladım.
Jungkook'un tek avantajı hızlı olmasıydı. Ayağımla dizine vurduktan sonra ilgisi dağıldığında yüzüne art arta yumruk atmaya başladım.
Onu köşeye doğru iterken yapacağım hamleyi anlamış olmalı ki sol yumruğumdan kaçıp kolumun altından geçti yüzüme yumruk attı ve bunlar saniyeler içerisinde oldu!
Ona doğru sırıtarak döndüm.
"Tüm gücün bu mu ? Belki de burda dövüşmeyi bırakıp asıl prensesi bulmalıyız"
Dedim, Jungkook yaptığım imayı anlamış olacak ki yumruğunu salladı.
Sol yumruğundan kaçıp sağ kolumun dirseğiyle karnına vurdum. Vuruşlarım ona fazla etki etmiyordu ve bu benim sinirlerimi çok bozuyordu.
Sinirle Jungkook'un karnına tekme attım. Acıyla yere düştüğünde üstüne oturarak yüzüne yumruklar savurmaya başladım. Oysa sadece kollarıyla yüzünü koruyordu.
Bir anda kendimi Jungkook'un altında buldum. Ellerimi yukarı tutuyordu ve ikimizde nefes nefeseydik.
Göğüslerimiz birbirine çarparken gelen alkış sesiyle ikimiz de aynı anda yan tarafa döndük
"Bravo! Bravo! Ben Muhammet Ali'den sonra böylesine harika dövüşçüler görmedim"
Dedi Taehyung
Jungkook göz devirerek üstümden kalktı. Bende kalktığımda Taehyung'la Jungkook selamlaştı.
"Ringde çocuk eğlendiriyoruz işte dostum"
Dedi Jungkook
"Hey! O yumrukları yiyen sendin!"
Dedim
"Ama yerde kalan sen oldun"
Diyip göz kırptı ve Taehyung'la birlikte gitmeye başladı.
•••••
Elimdeki bardağı temizlerken yanımda benimle birlikte bardak temizleyen Bambam omzuma vurdu yavaşça, ona döndüğümde bana ileriyi işaret etti.
Sehun'u gördüğümde gülümsedim ama hemen arkasından içeriyi giren sarı saçlı kızla gülümsemem uzun sürmedi.
"Bambam arka tarafa gelen içkileri taşısana"
Dedi Minnie
Bambam onu onaylayarak gittiğinde Minnie bana baktı
"Neler oluyor ?"
Dedi
"Yok birşey"
Diyip sildiğim bardağı yerine koydum.
Sehun'a bakarak karşımdaki adama içkisini uzattım. Adam bir anda bardağı masaya vurunca irkilerek ona baktım.
"Aptal mısın beni dinlemiyor musun ?"
Dedi
"Affedersiniz"
Dedim, bir anda yakalarımdan tutup beni kendine çekti ve içki kokan iğrenç ağzıyla yüzüme doğru bağırmaya başladı.
"Senden bira istedim şarap değil! Bunu anlamayacak kadar aptalsan
belki de barmenlik değil de burda başka bir iş yapmalısın!"
Dedi
Kastettiği şeyi anlamıştım ama niyeyse ona cevap veremiyordum. Dilim tutulmuş gibiydi.
"Ben özür dilerim"
Diyebildim sadece
"Seni f@hişe-"
Adam devam edecekken biri arkadan onu çekti. Jungkook'u gördüğümde bana sinirle baktı ve masanın üstündeki yanlış verdiğim şarap bardağını alarak adamın suratına döktü.
Bardağı adamın yanında kırdıktan sonra yerden bir parça alıp boğazına dayadı.
"Ayağa kalk!"
Dedi, adam korkarak yavaşça ayağa kalktığında göz göze geldik.
"Şimdi özür dile"
Dedi
"Ö-özür dilerim"
Dedi adam
"DAHA İÇTEN!"
Dedi Jungkook
"Özür dilerim! Özür dilerim sen yanlış vermedin ben başta şarap istemiştim sonra bira dedim ama yüksek sesten duyamadın özür dilerim"
Dedi adam gözlerini kapatarak
Jungkook elindeki camı yere atıp adamı gelen güvenlik görevlilerinin önüne doğru fırlattı.
"Adını soyadını alın bu saatten sonra bu civardaki hiçbir bara girmeyecek bu adam"
Dedi
"Peki Bay Jeon"
Dedi güvenlik peşinden adamı sürüklemeden hemen önce
