"Kızım burası senin evin değil mi ? Niye bu kadar tedirginsin ?"
Dedi Rose etrafa bakarken, ona sessiz ol işareti yapıp odama doğru yürümeye başladım.
"Selam Jungkook"
Rose'nin sesiyle hızla koltuğun üstünden atlayıp arkasına saklandım. Ses çıkmayınca kafamı az birşey kaldırıp baktım.
Rose kollarını göğsünde bağlamış kaşlarını kaldırarak bana bakıyordu ve Jungkook yoktu! Lanet olsun oyununa gelmiştim.
"Neler oluyor ? Dökül"
Dedi
"Böcek gördüm sandım da-"
"Lisa!"
"Tamam tamam sus bağırma"
Diyip koltuğun arkasından çıktığım gibi ağzını kapattım.
Evin kapısının açılma sesiyle birlikte Jimin'i duydum. Gözlerim büyürken Rose'nin kolunu tutarak onu koltuğun arkasına çektim.
Birlikte saklanırken Jimin gelip koltuğa oturdu.
"Dostum eve niye geldik ?"
Dedi
"Dışarı çıkmak istemiyorum"
Dedi Jungkook
"Sen ? Dışarı ? Çıkmak ? İstemiyorsun ?"
"Evet Jimin"
Dedi Jungkook
"Birşeyler olmuş sana"
Jimin'in dediğiyle Rose parmağıyla Sanada dermişcesine beni gösterdi.
İşaret parmağımı dudaklarıma koyup ona sus hareketi yaptım.
"Birşey olduğu yok. Dün Sehun'un partisinde yoruldum"
Dedi
"Soluğu hangi kızın evinde aldın ? Bak dostum söyle sonra aynı kızın evinde karşılaşmayalım"
Dedi
Rose ayağa kalkacakken elini tutup ağzını kapattım. Ağzını tuttuğum elimi ısırdığında acıyla bağıracakken dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Her neyse burda konuşmak istemiyorum. Hadi odama"
Dedi Jungkook
İkisi birlikte giderken Rose beni itip sinirle ayağa kalktı.
"Şu hale bak ya! Biz beyefendinin aşkından ölelim onun sergilediği harekete bak. Bu erkeklerin hepsi iğrenç ya"
Dedi
"Tamam sakinleş, odama gidelim artık"
Dedim
"Tamam sakinim"
Dediğinde kolundan tutup onu odama sürüklemeye başladım.
Odama girdiğimde kapımı sessizce kapattım.
"Sende anlat artık ne olduysa!"
Dedi Rose sinirle
Derin bir nefes alaraktan yurmuklarımı sıktım ve gözlerimi yumdum.
"Jungkook'la öpüştük"
O an hem Rose'den hem de karşı odadan yüksek bir ses yükseldi.
"NE ?!"
"nE ?!"
Dudağımı ısırırken Rose idrak edemezcesine birşey söyleyecekmiş gibi ağzını açtı ardından hemen kapattı.
"Şaka yapıyorsun!"
Dedi şaşkınca, dudağımın kenarını dişlerken elini ağzına kapattı.
•••••
"Yani sen Bay Jeon'un öz kızı değilsin ve böylelikle de Jungkook senin kardeşin olmamış oluyor"
Kafamla onu onaylayarak tırnaklarımla oynayama devam ettim.
"Ee bu iyi haber! Jungkook senin kardeşin değil işte kızım daha ne istiyorsun!"
Hızla ağzını kapatıp ona sessiz ol işareti yaptım.
"Jungkook'un bundan haberi yok!"
Dedim, Rose'nin kaşları çatıldığında elimi ağzından çektim.
"Ee o zaman Jungkook seni kardeşi olduğunu bilerek mi öptü ? Aman tamrım! Ensest ilişkinin böylesi"
Dedi şaşkınca
Yatağıma geri oturup tırnaklarımla oynamaya devam ettim.
"Hissediyor..."
Dedim
"...kardeşi olmadığımı hissediyor Rose"
"Oldu başka! Bende Chanyeol kardeşimmiş gibi hissetmiyorum gidip dudaklarına mı kapanayım ?!"
Dedi
"Öyle birşey değil işte! Chanyeol senin gerçekten kardeşin, bunu anlayamazsın"
Dedim
"Bu kanıya nerden vardın ?"
Dedi
"Tatilde Jungkook içkiliyken bana aramızdaki kardeşlik bağını hissedemediğini söyledi. Hatta bana babama da hiç benzemiyorsun dedi"
Dedim
"Sende annene benziyorum deseydin"
Dedi Rose
"Rose! Annesi beyaz tenli, çekik gözlü, kahverengi saçlı"
Dedim
"Söyle Jungkook'a"
Dedi
"Asla olmaz. Babama bunun ikimizin sırrı olacağına dair yemin ettim"
Dedim
"Kızım hoşlanıyorsun işte! Söyle kurtul!"
Dedi
"Olmaz. Yapamam"
Dedim
"Neden ?"
Dedi
"Yapamam işte, bunca yıl sonra Jungkook'un karşısına geçip ona ben senin kardeşin değilim hatta son zamanlarda senden hoşlanmaya başladım çık benimle diyemem!"
Dedim
Rose'ye döndüğümde çekirdek çıtladığını gördüm.
"Ee başka ?"
Dedi
"Sen ne güzel dinliyorsun beni öyle ya"
Dedim
Rose elindeki çekirdeği kenara bırakıp ayağa kalktı ve beni kollarımdan sarsmaya başladı.
"Bana bak! Gidip bana söylediklerini ona da söyle!"
"Asla olmaz!"
Dedim
