Kampa hazırlanırken bir yandan da müzik dinliyordum. Güneş kremimi vücuduma iyice yaydıktan sonra odamın kapısı açıldı.
Jungkook altında havluyla içeri girip müziğimi kapattı.
"Hey!"
Dedim sinirle
"Sabah sabah şu boktan şeyleri dinlemek zorunda değilim!"
Dedi
"Lana Del Rey gibi bir kadının müziğine nasıl boktan dersin ?!"
"Boktan olduğu için!"
Dedi
"Lanetleneceksin Jeon Jungkook!"
Dedim
Jungkook göz devirip çıktığında bize bakan Love'a döndüm.
"Bir gün şunu tenhada sıkıştır ya"
Dedim, Love kafasını hafif yana eğerek bana bakmaya başladı.
"Ya da boşver bu cani senin üstüne Bam'ı salar"
Dedim
Sinek ilacımı çantamın kenarına sıkıştırıp ayağa kalktım.
"Ben hazırım"
Dedim ve bavulumu peşimden sürüklemeye başladım.
Odamdan çıktığımda Jungkook'un odasına girdim. Üstü çıplaktı altında da sadece iç çamaşırı vardı.
"Girmeden kapıyı çalsaydın keşke!"
Dedi
"Sen çok çalıyorsun ya!"
Dedim sinirle
"Lisa defol!"
"Çabuk giyin yarım saat seni bekleyemem"
Dedim
"Defol!"
Kapıyı hızla çarptım ve sırıtarak aşağıya inmeye başladım.
10-15 dakika sonra Jungkook geldi. Benim bavulumu da aldıktan sonra çıktı arkasından da ben çıktım. Birlikte kapıda bizi bekleyen arabaya bindik.
Ben camdan dışarıya döndüğümde Jungkook saçma savaş oyununa girdi. Ona döndüğümde çocuk gibi oyun oynadığını gördüm. Göz devirip dışarı döndüm.
•••••
Araba durduğunda etrafa baktım. Heryerde yüksek ağaçlar vardı. Arabadan inip gözlerimi etrafta gezdirdim.
"Bay Jeon telefonlarınızı almamızı emretti"
Dedi şoför
"Ne ? Canımı veririm de telefonumu vermem!"
Dedi Jungkook
Göz devirip Jungkook'un telefonunu elinden hızla çektim benimkiyle birlikte şoföre verdim.
"İyi eğlenceler"
Diyerek arabaya bindi.
Jungkook telefonu için giden arabanın peşinden koşarken bavulumla birlikte yürümeye başladım.
"Kızım sen aptal mısın ?!"
Dedi nefes nefese yanıma gelirken
"Hayır"
Dedim etrafa bakınarak
"Niye telefonları veriyorsun ?! Ah tanrım hayatımda böyle saçma tatil görmedim"
Dedi
İlerde bizimkileri gördüğümde yanına gittim. Jisoo unnim nefesi daralmış gibi derin derin nefesler alıyordu ama kimse onunla ilgilenmiyordu.
"Unni!"
Diyerek yanına gittim.
"Neler oluyor ? İyi misin ?"
Dedim korkuyla
"Birşey olduğu yok telefonunu almışlar"
Dedi Jennie unni
"Unni ya!"
Diyip koluna vurdum ve ayağa kalktım.
"Noona ben seni anlıyorum"
Dedi Jungkook
"Çevrimdışı oyunlar yüklemiştim canım sıkılmasın diye ama aldırlar onu benden!"
Dedi
"Çok abartmıyor musunuz ne güzel doğayla iç içeyiz"
"Doğayı s!keyim"
Şaşkınca kenardaki Yoongi oppaya baktım.
"Yoongi!"
Dedi Jin oppa
"Onu ben dışımdan mı söyledim ? Affedersiniz öyle demek istememiştim...doğanın amı-"
Jin oppa Yoongi oppanın ağzını kapatarak güldü.
"Dün uykusunu iyi alamadı ona bakmayın"
Dedi
"Arkadaşlar bu tatil hepimize çok iyi gelecek. Telefon yok, doğayla iç içeyiz, birlikteyiz daha ne isteyelim ki evrenden"
Dedi Rose
"Rose haklı"
Dedim
Herkesten onaylama nidaları çıkarken Jisoo unnimin bağırmasıyla hepimiz ona döndük.
"Telefonum!"
Dedi
"Böyle doğanın ben ta-"
"YOONGİ!"
Herkesten ses çıkarken kaşlarımı çatarak bavulumun üstüne oturup hepsinin susmasını bekledim. Arkadan bir pompalı sesi gelince hepimiz çığlık atıp o tarafa döndük.
Jungkook yanıma gelip beni arkasına alırken kenardan neler olduğuna bakıyordum. Adamın biri elindeki pompalıyı bize döndürdü.
"Burda ne işiniz var ?!"
Dedi
"Beyefendi sakin olun ve onu yavaşça yere indirin"
Dedi Jin oppa
"Ne işiniz var bu lanetli ormanda ?!"
Dedi
"Lanetli orman mı ?"
Dedi Rose bayılmadan 5 saniye önce
"Burası lanetli orman bende buranın bekciyisim"
Dedi
"Bir dakika bize kimse böyle bir bilgi vermedi!"
Dedi Jungkook
"Bu orman lanetiyle ünlüdür nasıl bilmezsiniz buraya gelen 10 kişiden 9'u ölüyor sona kalan da deliriyor"
Dedi
Jungkook'un kolunu daha sıkı tuttum.
"Burdan nasıl gidebiliriz ?"
Dedi Jin oppa
"Burdan çıkış yok...o sizin farkınızda, yakında sizin için gelecek"
Diyip bir anda gözden kayboldu.
