Jungkook kalktığında bende koluna sımsıkı yapıştığım için peşinden kalktım.
"Lisa benden kopar mısın artık ?"
Dedi bıkkınca
"Olmaz"
Dedim korkuyla etrafa bakarken"Lisa işeyeceğim!"
Dedi
"Bakmam ben sana"
Dedim, Jungkook göz devirip tekrar oturdu.
"Ya s!ktir edin, delinin biri uydurmuş bir hikaye, salak gibi inanmayın"
Dedi Yoongi oppa"Sizin için gelecek dedi"
Dedi Rose korkuyla etrafa bakarken
"Hiçbirşey olmaz"
Dedi Jennie unnim ellerini ateşe uzatırken"Ben de korkmadın değil"
Dedi Jisoo unnim
"Yoongi haklı olabilir adam delidir belki"
Dedi Jin oppaÇalılıklardan gelen sesle Jungkook'un kolunu daha sıkı sardım.
"Lisa yapıştın iyice yeter!"
Dedi Jungkook"Kes! Kırk yılın başı kardeşlik görevini yerine getir salak!"
Dedim
"Kolum uyuştu diğerine geç bari"
Dedi, sağ kolunu bırakıp hemen sol koluna yapıştım."Böyle olmayacak ailelerimize ulaşıp bizi almalarını söylemeliyiz"
Dedi Jin oppa
"Hepimizin telefonlarını aldılar. Nasıl ulaşacağız ?"
Dedi Yoongi oppa rahat bir tavırlaŞuan keşke onun kadar rahat olsam.
"Uyuyalım yarın sabah düşünürüz"
Dedi Jennie unnim
"İmkanı yok ben tek başıma o çadırda uyuyamam!"
Dedi Rose"Lisa'yla kalırsın"
Dedi Jin oppa
"Ben Jungkook'la kalacağım. Biri bize saldırırsa onu önüne atıp kaçmak için"
Dedim"Sağol ya!"
Dedi Jungkook
"Kapat çeneni, sen sanki çok farklı birşey yapardın!"
Dedim
"Ben kalırım Rose'yle"
Dedi Jimin oppaDiğerleri de kalacakları kişileri seçerken Jungkook ayağa kalkınca bende kalktım.
"Lisa cidden tuvaletimi yapmam gerek!"
Dedi"Yemin ediyorum bakmam"
Dedim, göz devirip karanlığa doğru yürümeye başladı. Bir ağacın yanına geldiğimde gözlerimi kapattım
"Çabuk ol"
Dedim"Sen burda bekle-"
"Olmaz!"
Dedim
"Lisa az daha konuşursan şuracıkta ayağına işeyeceğim!"
Dediğiyle kolunu bıraktım.Rahatlamış gibi kolunu tutup omzunu birkaç kez geriye doğru hareket ettirdi.
"Bekle beni burda"
Dedi
"Çok uzaklaşma"
DedimJungkook sabır dileyerek gitti. Saatime bakarken bir anda bir kol arkadan ağzımı tutup beni sürüklemeye başladı.
Jeon Jungkook:
Fermuarımı yukarı çekerek arkamı döndüm. Etrafa baktığımda Lisa'yı göremedim.
"Aptal, madem bensiz yürüyebiliyordu ne diye koluma o kadar sıkı sarıldı ki"
DedimBir adım atmıştım ki birşeye bastım. Yere eğildiğimde Lisa'nın saatini gördüm. Eğilip yerden saati aldım. Bu saat babamın ona 18. yaş doğum gününde hediye ettiği saatti.
Gülerek saati cebime sıkıştırdım. Lisa saati kaybettiğinde acaba nasıl tepki verecek ? Kesin prensesimiz oturup ağlamaya başlar.
Bizimkilerin yanına döndüğümde etrafa baktım. Lisa görünürde yoktu. Kaldığımız cadıra girerek içeri baktım. Burda da yoktu.
Kaşlarımı çatıp dışarı çıktım. Erkekler ateşin karşısında oturuyordu ama kızlar yoktu. Kızların kaldığı çadıra bakmak için hareketlenmiştim ki durdum.
Durduk yere çadırlarını açmam uygun olmaz.
"Lisa geldi mi ?"
Dedim
"Bilmem, görmedik"
Dedi Jiminİçimi korku kaplarken kızların çadırlarına doğru yaklaştım.
"Lisa..."
Dedim sessizce
"...Lisa buralarda mısı-"
Cümlemi bölen ormanın içinden gelen tiz çığlıktı.Lisa'nın çığlığıyla vücudumu bir ateş bastı. Gözlerimi etrafta gezdirdim.
"LİSA!"
Herkes yanıma gelmişti. Ormana dalacakken Jimin kolumu tuttu.
"Oraya tek giremezsin"
Dedi"Bırak ona birşey oldu!"
Diyip kolumu çektiğim gibi ormana girdim.
"Jin hyung kızların yanında kal!"
Dedi Jimin ve peşimden gelmeye başladı.Birlikte ormana girdiğimizde etrafta koşturmaya başladım ama her yer her yere benziyordu!
"S!keyim böyle bulmamız çok zor"
Dedi Yoongi hyungGözlerimi kaldırıp derin bir nefes aldım.
"Bu kişi her kimse kızların peşinde orda bende vardım ama bana dokunmadı"
Dedim"Yani ? Ne yapacağız ?"
Dedi Jimin
"Kızlardan birini getirin"
Dedim, dediğimle Jimin'in gözleri büyüdü.
"Kızları yem olarak mı kullanacaksın ? Aklını mı kaçırdın sen be!"
Dedi Jimin