"Baba bu kutlamaya katılmamız şart mı ?" Dedi Jungkook "Evet Jungkook, ailem olarak yanımda olmalısınız!" Dedi babam
Jungkook göz devirdiğinde kolunu çimdikledim. "Orda kavga yok" Dedi babam ikimizi göstererek "Merak etme baba" Dedim
"Güzel, çabuk hazırlanın" Dedi, babamı onaylayarak merdivenlere doğru yürümeye başladım.
Jungkook koşarak yanımdan geçti geçerken de saçımı çekmeyi ihmal etmedi. "Velet!" Diye bağırdım arkasından "Sensin velet" Diyip hızla merdivenleri çıktı.
Göz devirdim, yıllarca doyamamıştı benimle uğraşmaya, aptal! Odama girerek sinirle kapıyı kapattım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hafif makyajımı dudaklarıma kan kırmızısı bir ruj sürerek sonlandırdım. Siyah platformlarımı giyinip çantamı aldım.
Aynadan son kez kendime bakıp siyah uzun saçlarımı arkaya attım. Odamdan çıktığımda karşı odadan çıkan Jungkook'a baktım. Smokin giyinmişti. Onu çok nadir görürdüm smokin içinde
Gülmemek için kendimi sıktım. "Komik olan ne ?!" Dedi sinirle "Hiiç" Diyip merdivenlerden inmeye başladım.
Jungkook her zaman ki gibi merdivenlerde beni geçmek için hareketlenmişti ki ayağımdaki topuklu yamuldu.
Tam düşeceğimi kabullendiğimde Jungkook belimden kavrayarak beni kendine doğru çekti. Korkudan derin derin nefesler alırken Jungkook'un gözlerine baktım.
"Dikkat etsene" Dedi belimdeki kolunu çekmeden "B-ben..." Boğazımı temizleyerek geri çekildiğimde kolunu çekti.
"...senin yüzünden! Bir kere de şu merdivenlerden insan gibi inelim!" Dedim "Yine başlamışsınız tartışmaya" Dedi babam merdivenlerden inerken
"Hep Jungkook!" Dedim "Kes sesini kara melek!" Dedi "Züppe" "Velet" "Kendine bak!" Dedim sinirle
•••••
Bay Park elindeki çatalı yavaşça kadehe vurduğunda hepimiz ona döndük. "Hepiniz burda olduğunuz için çok müteşekkirim...bugün biricik karımın doğum günü, iyi ki doğmuş meleğim" Dedi
Geri kalan konuşma çok bayattı. Her zaman ki laflar; hep mutlu ol, sağlıklı kal, bizimle ol, iyi ki varsın, mutlu yıllar
Göz devirmemek için kendimi zorlarken masanın altından kız arkadaşına otel adresi veren Jungkook'un ayağına bastım.
Gözlerini sinirle büyütüp bana baktı. "Babam görürse seni öldürür" Dedim "O zaman koru beni" Diyip telefona döndü.
Babamın bize bakmasıyla elimi Jungkook'un elimin üstüne koyup güldüm. Jungkook kafasını kaldırıp önce babama sonra da bana bakıp bozmadan güldü.
"Sonra ne oldu canım kardeşim ?" "Kadın yanlış yere geldiğini fark edip teşekkür ederek gitti" Dedim, gözümün yanıyla babama baktığımda önüne döndüğünü gördüm.
Elimi Jungkook'tan çekerek elbiseme sildim. O da elini masadaki peçeteyle sildikten sonra babama dönerek lavabo izni aldım.
İzin verdiğinde ayağa kalktım ve lavaboyu aramaya başladım. Lavaboyu bulduğumda gülümsedim. İçeri girecekken birinin arkadan adımı seslenmesiyle o tarafa döndüm.
"Tanıyamadım" Dedim karşımdaki neredeyse benimle aynı yaşta olan kızıl saçlı kıza "Sen Jungkook'un kız arkadaşısın değil mi ?" Dedi, ah tanrım!
Bu kız Jungkook'un altına yatanlardan biri olmalıydı. Boş bir vaktimde Jungkook'a kızlardan kurtulmak için beni kullanmamasını söylemeliyim.
"Evet benim" Dedim kollarımı göğsümün altında bağlayıp, sinirle yanıma gelip bana elini kaldırdığında rahat tavrımdan ödün vermeden ayağımda platform topuklunun topuğuyla ayağına bastım.
Acıyla elini indirip önümde diz çöktüğünde ayağını tuttu. "Çek şunu!" Dedi acıyla, ayağımı biraz daha bastırdığımda neredeyse ağlayacağını gördüm.
"Sen bana el kaldıracak güce sahip değilsin, sen onun hayatında gelip geçicisin ben kalıcıyım" Dedim, ayağımı çektiğimde yukarıdan ona baktım.
"Şimdi otur ve düşün, kendini şu hâle düşürmene değdi mi ?" Diyip lavaboya da girmeyi boşvererek masaya geri döndüm.
Jungkook yanına oturduğumda sinirimin farkına varmışcasına bana baktı. "Neler oluyor ?" Dedi "Hiç, eski kız arkadaşlarından biri beni lavabonun önünde sıkıştırdı" Dedim sessizce
"Ne ?.." Diyip etrafa baktı sonra bana döndü. "...kıza ne yaptın Lisa ? Dur ya da daha güzel bir soru soracağım kızın cesedini nereye sakladın Lisa ?" Dedi