Kolları arasından çıkıp masadaki telefonumu aldım. Kısa sürede babamı görüntülü aramaya başladım. 2. çalışta açtığında gülerek bize el salladı. "Ne yapıyorsunuz ?" Dedi
"Öyle oturuyoruz" Dedi Jungkook "Hayret işte değilsin" Dedim "Bugün kendime izin verdim" Diyerek güldü.
"Bayan Choi'yle buluştuk sabah" Dedim "Haberim var. Söyledi bana" Dedi babam "Baba, siz hâlâ konuşuyor musunuz ?" Dedi Jungkook
"Bugün yazmışta iş yoğunluğundan 2-3 dakika önce gördüm." Dedi babam, Jungkook babamı onayladı. "Nasılsın baba ? Oralar nasıl ?" Dedim
"Çok sıcak" Dedi babam sitem ederek "Burda da son birkaç haftadır yağış var" Dedim "Sıkı giyinin özellikle sen Lisa" Dedi
"Merak etme baba onu ben giydiririm" Jungkook'un dediğiyle babamla birlikte güldük. "Bence üstünü giyinmesi gereken sendin" Dedi babam
Babamı onaylayarak Jungkook'un üstünü gösterdim. "Evde tarzan gibi geziyor baba" Dedim sitem ederek, babam kahkaha attı. "Sabah beni süzerken bundan hiçte rahatsız değildiniz Bayan Manoban" Dedi sessizce
Ona dönerek gözlerimle onu susturduktan sonra babama döndüm. "Çocuklar sizinle daha çok konuşmak isterdim ama online toplantım var kapatmalıyım" Dedi babam "Tamam baba görüşürüz" Dedim, babam bize el sallayarak görüntülü konuşmayı sonlandırdı.
Kalktığımda belimden sımsıkı sarılıp boynumu öptü. "Hadi hazırlanda dışarda kahvaltı yapmaya gidelim" Dedi, gülümseyerek onu onayldım.
Belimdeki kolları beni serbest bıraktığında Jungkook'un odasından çıkıp karşı odaya girdim. Hızlıca dolabımı açıp bakınmaya başladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Merdivenlerden indikten sonra yukarıya doğru bağırmaya başladım. "Jungkook hadi!" Dedim
Jungkook hızla merdivenlerden aşağıya indi. "Yine göz kamaştırıcısın" Dedi "Ya Jungkook!" Diyerek koluna vurdum.
Jungkook elimi tuttu. Birlikte evden çıktığımızda kapının önündeki Jungkook'un beyaz Range Rovar'ına bindik. "Uzun süredir bu arabayı kullanıyorsun" Dedim
"Evet çünkü sen bu arabayı çok seviyorsun" "Yaa Jungkookie~" Dedim, Jungkook tutuğu elimi öptü. "Nereye gidelim kahvaltı için ?" Dedi
"Bilmem, bana fark etmez. Karnımı doyurayım yeter" Dedim, Jungkook bana yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. "Şimdilik bununla idare et güzelim" Dedi
Dudak büzdüm. "Bu beni 5 dakika bile tutmaz" Dedim, Jungkook sırıtarak taktığı kemeri çıkarttı ve dudaklarıma yapıştı.
Bunu bekliyormuş gibi -ki bekliyordum- ellerimi Jungkook'un saçlarının arasına soktum. Jungkook sırıtarak geri çekildi. "Bu ne kadar tutar seni ?" Dedi "Hmm...10-15 dakika falan" Dedim
"Güzel, o zamana kadar varmış oluruz" Diyerek yola döndü. Jungkook hızla sürerken emniyet kemerini tekrar bağladım. "Teşekkürler bebeğim" Dedi
Tek elle sürerken diğer elini zaman kaybetmeden elime sardı. "Senin dersin ne zaman başlıyor ?" Dedim "10 gibi" Dedi
Saate baktığımda saatin 10'a gelmek üzere olduğunu gördüm. "Jungkook fakülteye gidelim dersin başlayacak" Dedim "Asla olmaz, önce sen yemek yiyeceksin" Dedi
"Jungkook saçmalama ya! Dersini kaçırmana izin veremem" Dedim "Bende senin aç kalmana izin veremem" "Fakültenin yanındaki kafeden birşeyler atıştırırım ben sevgilim" Dedim
"Hayır dedim Lisa, hem notları Rose'den alırım. O harfi harfine herşeyi not alıyor" Dedi, Jungkook'la daha fazla uğraşamayacağımı anladığımda önüme döndüm. Jungkook elimin üstünü öptü. "Merak etme bebeğim" Dedi
