Konağın bahçesindeki çiçekler akşam rüzgarıyla sağa sola savruluyordu. Bu çiçeklere belki de ilk defa bakıyordu Azad, bahçede çiçekler olduğunu ilk kez fark ediyordu. Onları fark etmesinin sebebi Nida'ydı. Bir kaç gün önce çiçekleri sularken gülümseyişiydi, çiçekle ilglenişi, ona dokunuşu, yüzündeki huzuruydu. Çiçeklerin bile ne kadar şanslı olduğunu düşünmüştü Azad, onun gülümseyişini görebiliyorlardı, ilgisini, dokunuşunu, en önemlisi sevgisini hissedebiliyorlardı.Ömer öylece bahçeye doğru bakan Azad'a rakı bardağını kaldırmış ve yavaşça uzatmıştı. Azad bakışlarını bahçeden alıp kadeh tokuşturmuştu Ömer'le. Konağın büyük verandasında bir masa kurdurmuşlar ve karşılıklı oturmuşlardı. Bunu planlayan Ömer olmuştu, Azad'ın kafa dağıtmaya ihtiyacı olduğunu düşünmüştü.
"Demek öyle, Azad abi..." diye mırıldanmıştı Ömer, ona her abi dediğinde içi acıyordu. Kimsenin bilmediği bir sırları vardı ve bu sır Ömer'e yıllardır ağır geliyordu. Boynunu büküyor, omuzlarına çöküyordu. "Yüreğine düşen aşka engel olamıyorsun demek..."
"Aşk değil," demişti Azad, kısık ve boğuk bir sesle. Gözlerini Ömer'den alıp Nida'nın evinin kapısına doğru bakmıştı. "Ateş bu. Düştüğü yeri yakan, tekrar yakan, bir daha yakan. Hiç sönmeyen bir ateş."
Yutkunmuştu Azad, sonra Ömer'in hazırladığı rakı bardağını götürmüştü dudaklarına.
"Çünkü söndüreni yok, her yeri sarmış, her gün daha da büyüyen başı boş bir ateş." diyerek arkasına doğru yaslanmıştı.
Ömer sessizce izlemişti Azad'ı. Onun o güçlü duruşu, sarsılmaz görüntüsü, buz gibi yüzüne bakıldığında kimse onun ne denli acı çektiğini göremezdi, kendi ailesi bile göremiyordu ama Ömer onun gözlerine baktığında aslında içten içe nasıl kıvrandığını görüyordu. Çünkü birbirlerini en iyi tanıyan insanlardı onlar bu evde. Azad bilmem kaçıncı bardağını doldurmuştu, öylece Nida'nın kapısına doğru bakıyordu.
"Doğrusunu söylemek gerekirse önce takıntı yaptığını düşünmüştüm, ona ulaşmak zor olduğu için uğraştığını sanmıştım." demişti Ömer açık sözlülükle. Azad'ın iyi biri olduğunu ondan daha iyi kimse bilemezdi, O, Ömer'in hayatını kurtarmıştı hem de yıllarını feda ederek.
"Öyle olsaydı daha basit olurdu benim için," diyerek iç geçirmişti Azad, gömleğinin bir düğmesini daha aralamıştı, kaslı göğsü oldukça açıkta duruyordu. "Siktir et derdim, siktir et gitsin."
"Ama öyle değilmiş, gözlerindeki bu acıyı görünce anladım." diyerek Azad'a bakmaya devam etmişti Ömer. Bunu söylerken sesi titremişti, bardağı tutan eli, yüreği ve vicdanı titremişti. Hatta sanki deprem olmuştu ama sadece o fark etmişti, dünya yıkılmıştı, birisi onun yüzünden dört duvarda kalmıştı gençliğinin en güzel yıllarında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVECEKSİN (Köy serisi I ) Tamamlandı
RomantikAzad Karan, yüreğinin tam ortasına kor gibi düşen Nida'nın aşkıyla yanıp tutuşmaya başlamıştır. Ateşi bir türlü dinmiyordur çünkü Nida onun yanından bile geçmek istemeyen, köydeki diğer insanlar gibi ondan korkan bir kızdır. Aşkının karşılığını ala...