"Bilinmeyen"

19.7K 1.2K 281
                                    

Merhabalar, lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin. :) Peki yeni kurgumuz ZAMANIN GERİSİNDE'yi okumayan kaldı mı? Ona da aynı ilgiyi gösterirseniz çok mutlu olurum, keyifli okumalar!


Araba villanın bahçesinde durduğunda denize doğru bakıyordum. Tek kelime bile etmemiştim, ne o bana bir şey söylemiş ne de ben ona bir şey söylemiştim. İçimdeki dünyamda düzene giren her şey karmaşaya dönmüştü ama dilime tek kelime dahi gelmiyordu. Annem ve babam bir çok kez aramışlardı, telefonu cevaplayıp konuşacak kadar bile iyi değildim, açamamıştım.

Azad'ın gözlerini yüzümde hissetmiştim ama ona doğru bakmamıştım. Ben birkaç saat önce olan şeyin şokunu üzerimden hiç atamayacaktım. Boran'ın birkaç saat önce öldürülmüş olduğu gerçeği boğazıma bir taş gibi takılı kalmıştı. Bizim yüzümüzden olmuştu. Belki de biz onu saklamasaydık başka bir yere saklanmak zorunda kalacak ya da ölecekti ama bizim yüzümüzden olmayacaktı.

Ölümüne şimdi biz sebep olmuştuk.

Azad sessiz kalmaya devam ederek arabadan indiğinde benim olduğum tarafa doğru gelmiş ve kapıyı açmıştı. Çok öfkeli olduğunu biliyordum, nereye saldıracağını bilemez olduğunu da biliyordum. Böyle zamanlarda ondan çok korkardım, ne yapacağı belli olmayan insanlar beni her zaman korkuturdu ama şimdi buzdan bir heykel gibi donup kalmıştım. Ne hissedeceğimi bile bilemiyordum, şok denen şey insanı böyle mi yapardı?

"Gel." Demişti Azad, bana baktığını bilsem de ona bakmamaya devam etmiştim. İnmek de istemiyordum, olduğum yerde saatlerce kalıp kendime gelmeye çalışmak istiyordum. Azad benden hiçbir tepki alamadığında uzanıp bileğimi tutunca, bileğimi sert bir şekilde elinden çekmiş ve arabadan inip onu hiç beklemeden eve doğru ilerlemiştim. Görevlilerden biri kapıyı çoktan açmıştı, hiç kimseye bakmadan hızlı adımlarla misafir odasına çıkmıştım. Ağrıyan karnım bana hiç yardımcı olmuyordu, odaya girip kapıyı kapatır kapatmaz iki büklüm olmuş ve elimi karnıma doğru bastırıp dudaklarımı ısırmıştım. Bu ağrıya katlanmak çok zordu.

Kapıyı kilitledikten sonra kendimi zar zor yatağa doğru atmıştım. Ağrım çoğaldıkça

halsizleşiyordum. Bacaklarımı kendime doğru çekerken duyduğum sesler beni yerimden zıplatmıştı. Azad bir yerleri kırıp döküyordu, bağırıp çağırıyordu. Onun bağırışları çoğaldığında yastığı alıp başımın üzerine doğru koymuştum, kulaklarımı da ellerimle kapatmıştım.

Onu kızdırdığımı biliyordum. Boran'ı saklayarak onu çileden çıkardığımı biliyordum ama o kendi yaptığının farkında mıydı? Boran'ı öldürmese bile öldürülmesi için götürüp babasının önüne atmıştı. Daha biz oradan gitmeden önce öldürmüşlerdi Boran'ı. Atan bir kalbi durdurmuşlardı. Oysa ki Boran'ın bize yaşattığı tüm kötülükleri biliyordum, hiç birini unutmuş değildim ama o bir insandı. O bize sığınmış bir insandı ve Azad onu babasının kurbanlarından biri yapmıştı.

Hem de Boran beni onun babasının bana çizdiği ölüm kaderinden kurtarmışken.

Boran beni kurtarmıştı ama ben yapamamıştım. Benim gücüm onu kurtarmak için yeterli olmamıştı.

Azad ne yapmıştı, öfkesini kimden ya da nerelerden çıkarmıştı bilmiyordum ama ben kıvrana kıvrana farkında olmadan uykuya dalmıştım. Ne kadar süre uyuduğumu bilmiyordum, uyanmama kasıklarımdaki sancı neden olmuştu.

"Ah..." diye mırıldanarak oturmaya çalıştığımda bir şok daha yaşamıştım. Üzerim kan içindeydi. Mavi gözlerim iri iri açılmıştı, kasıklarıma giren kuvvetli sancı öyle canımı yakmıştı ki yere doğru düşerek kıvranmıştım. Regl dönemlerim sancılı geçerdi ama bu çok başkaydı, üzerim kan içindeydi, bu ağrı kesinlikle o ağrıdan çok daha fazlaydı.

SEVECEKSİN  (Köy serisi I ) TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin