Beni şaşırtan şeyler olmaya devam ediyordu. Azad, aile büyükleri ve diğer büyükler için yalının bahçesine oldukça lüks bir yemek hazırlatmıştı. Masalar öyle güzel görünüyordu ki, kapıdan bakınca acıktığımı hissetmiştim. Büyükler bahçeye geçerken zaten saatte epey geç olmaya başlamıştı. Azad nedenini bilmesem de görevli bir kadınla gidip üzerimi değiştirmemi istemişti, odaya geldiğimizde kadın bana beyaz bir elbise getirmişti.
"Azad bey sizin için seçti, düğününüz henüz bitmiş değil ama daha rahat bir gelinlik şart." diyerek gülümsemişti kadın. Dizlerin biraz üzerinde olan elbisenin kolları uzundu ve sırtında hafif bir dekolte vardı.
"Teşekkür ederim." diye gülümsemiştim elbisenin güzelliğine hayran kalırken. Bazen Azad'la zevklerimizin fazla benzediğini düşünüyordum. O da benim gibi düz ve sade şeyleri seviyordu. Gelinliği çıkarıp elbiseyi giymemde yardımcı olmuş ve odadan ayrılmıştı görevli kadın, hafif dalgalandırmış olduğumuz saçlarımı ellerimle düzeltmiştim, aynaya baktığımda uzun zaman sonra ilk defa gözlerimi eskisi gibi canlı görmüştüm. Evet, yine de bazı kötü şeyler olmuştu bu gece ama hiçbiri bizim evlendiğimiz gerçeğini değiştiremezdi. Diğer düğünlerde olduğu gibi bir takı merasimi yapmamamıştık ama buna rağmen kollarım son gelinen noktalarına kadar bileziklerle, boynum set kolyelerle dolmuştu. Ağırlığınca altının ne demek olduğunu çok iyi anlamıştım çünkü kollarımı tutmakta zorlanmaya başlamıştım. Azad bana bıyık altından gülmeyi ihmal etmeyince bana da halim komik gelmişti.
Aynanın karşısında dudaklarımda küçük bir gülümsemeyle kendime bakarken, bir an da kapı bir kaç kez tıklatılmış ve ardından da yavaşça aralanmıştı. Annem ve diğer tüm büyükler yemekteydi, Azad'ın ailesi de istemese bile bu planlara dahil oluyorlardı. Gelenin Azad olduğunu düşünmüştüm ama kapının önünde duran kişi bambaşka biriydi.
"Girebilir miyim?"
Bunu soran kişi, Azad'ın halası Sümeyra hanımdı. Bu ailede oğlu Ömer ve kendisi dışında bana insan gibi davranan kimse yoktu. Azad'la aralarında ne geçmişti bilemiyordum, neden birden bire halasını da ailesiyle birlikte silip atmıştı anlayamıyordum ama hiçbir zaman sormamıştım. Sümeyra hanımı tam olarak tanımıyordum, sadece bana bir kötülüğü dokunmamış aksine Azad'a engel olamasa da benimle konuşmaya çalışmıştı.
"Tabii." diye mırıldanırken gülümsemeye çalışmıştım. Gülümsemeye çalışmıştım çünkü şaşırmıştım. Düğünde takısını bir kutu içinde kenara bırakıp gülümsemekle yetinmişti, aslında onun sarılıp tebrik edecek bir yapıda olduğunu görebiliyordum ama Azad onun yüzüne bile bakmazken nasıl sarılabilirdi?
Sümeyra hanım odaya girdikten sonra kapıyı kapatıp yavaşça bana doğru ilerlemiş, biraz uzağımda durmuştu. Siyah uzun elbisesinin içinde kuğu gibi görünüyordu, çok güzel ve duru bir kadındı. Dilber hanımın aksine gösterişsiz giyinirdi her zaman.
"Gelinliğini çıkarmışsın," derken buruk bir şekilde gülümsemişti.
"Evet, ikinci gelinliğimi giyme vakti gelmişti." diyerek gülümsemiştim, tabii ki de bu bir geçiştirmeydi çünkü ben bile neden üzerimi değiştirdiğimi bilmiyordum.
"Bu da çok yakışmış," demişti Sümeyra hanım, sesinden hüznünü anlayabiliyordum. Azad'a ne kadar düşkün olduğunu bu halini görünce daha da iyi anlayabilmiştim. Ahmet bey ve Dilber hanımdan daha fazla seviyordu onu, belliydi bu. Ama birbirlerini bu kadar seviyorlarken aralarında ne olmuştu anlayamıyordum.
"Ben senden hem özür dilemek, hem de tebrik etmek istedim," derken gözlerini benden almıştı, "Azad sana çok üzüntü verdi biliyorum, ailen de bu üzüntüyü sırtlanmak ve dayanmak zorunda kaldılar. Bunun için özür dilemek istedim, ne yaptıysam ve onunla ne kadar konuştuysam da vazgeçiremedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVECEKSİN (Köy serisi I ) Tamamlandı
Lãng mạnAzad Karan, yüreğinin tam ortasına kor gibi düşen Nida'nın aşkıyla yanıp tutuşmaya başlamıştır. Ateşi bir türlü dinmiyordur çünkü Nida onun yanından bile geçmek istemeyen, köydeki diğer insanlar gibi ondan korkan bir kızdır. Aşkının karşılığını ala...