Olduğum yere çökmüş, kulaklarımı ellerimle sıkıca kapatmıştım.
Silah sesleri tüm sokakta yankılanıyordu, evin tüm camları kırılmıştı ve özellikle evi hedef alıyorlardı. Sebebini biliyordum. Onların neden burada olduğunu da biliyordum. Bugün Ömer aslında beni uyarmıştı, Ahmet beyin sessiz kalacak biri olmadığı konusunda beni uyarmıştı. Onların buraya aslında benim için geldiklerine emindim, beni öldürmek istiyordu. Oğlunu kaybedecek de olsa, sonsuza kadar onun acıyla yaşamasına sebep olacak da olsa beni bu hayattan silmek istiyordu.
Bahçedeki adamlar Azad'la birlikte koşarak bahçeden çıkmışlardı. Neler olduğunu bilmiyordum ama bir süre sonra silah sesleri kesilmişti. Önce bir kaç adamı görmüştüm, koşarak bahçeye girip bana bakmışlardı, nasıl olduğumu ölçmeye çalışıyorlardı. Öyle büyük bir korku ve şaşkınlık içindeydim ki, Azad'ın nerede olduğunu bile bilmiyordum. Artık yaşanan bu şeyleri kaldıramıyordum, bedenim kilitleniyordu sanki. Ne yapacağımı bilemez hale gelip olduğum yere çöküyordum, yine öyle olmuştu. Tüm gücüm kuvvetim, direncim, zihnim, düşüncelerim hepsi donmuştu.
Bahçenin her yeri cam içinde kalmıştı, evi kurşun yağmuruna tutmuşlardı çünkü benim evde olduğumu biliyorlardı. Beni öldürmek istemişlerdi.
Ne evdeydim ne de bahçede, öylece kapının önünde çöküp kalmıştım. Benden biraz uzağa kurşunlar yağmıştı, ölüp gideceğimi düşünerek öylece durmuştum.
"Nida'nın yanından ayrılmayın! Ona bir şey olursa hepinizi gömerim!" diye gür bir sesle bağırmıştı Azad, bahçeye doğru koşarken. Arabasına yönelirken bana bakmıştı ama yanıma gelmemişti, öfkeden çıldırmış gibiydi, elindeki silahı sıkı sıkı tutuyordu parmakları ve ben bugün çok kötü şeyler olacağını biliyordum.
Azad arabasına binerken, tüm adamlar bana doğru gelmeye başlamışlardı. Onların bana gelmesini beklemeden olduğun yerden hızla kalkıp Azad'ın arabasına doğru koşmaya başlamıştım. Tam arabayı çalıştırdığında atlamıştım ön koltuğa, nefes nefese kalmıştım ve korku içindeydim. Ne olacağını da nereye gideceğimizi de bilmiyordum ama artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının farkındaydım.
"Nida in, vaktim yok hemen in!" diyerek yüksek sesle konuşmuştu Azad, öfkesi öyle fazlaydı ki asla kontrol edemeyecekti. Bu bardağı taşıran son damla olmuştu, artık onu kimse tutamayacaktı ve bunun farkında olmak kıyametin çok yakınımızda olduğunu bana hissettiriyordu.
"Nereye gidiyorsan ben de geleceğim," demiştim, sesim titremişti ama gözlerimi bir saniye olsun onun gözlerinden almamıştım.
"Cehenneme gidiyorum, ve bir daha dönemeyebilirim. Sen de bunu göze alıyorsan kal."
Hiçbir şey söylemeden gözlerimi ondan alıp yola doğru bakmıştım. O da biliyordu. Kendi gücünün ve bu gün neler yapacağının o da farkındaydı. Azad bahçeden çıkarken dışarıda Azad'ın adamlarını görmüştüm, saldırıyı düzenleyen adamların çoğu vurulmuştu ve onlar da onları birer çöpmüş gibi yerden toplayıp arabalara atıyorlardı. Korkunçtu. Bu görüntü, yerdeki kanlar, az önce yaşanan bu felaket. İnsanın kanını donduruyordu.
Ben dehşetle sokağa bakarken, Azad birden silahını camdan dışarıya doğru çıkarıp öndeki arabanın tekerleğine doğru ateş etmişti. Korkuyla önümüzdeki arabaya doğru bakarken içim titremişti, bu yaşananlar da neydi böyle?
Azad, elindeki silahı sıkıca tutmaya devam ederken arabadan inmek için kapıyı aralamıştı. Hareketleri çok hızlıydı ve artık pimi çekilmiş bir bomba gibiydi.
"Arabadan asla inme. Asla."
"Azad, gitme. Azad lütfen!" diyerek karşı çıksam da bu yalvarmalarım hiçbir işe yaramamış, Azad peşinden gitmemem için arabanın kapısını kilitlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVECEKSİN (Köy serisi I ) Tamamlandı
RomanceAzad Karan, yüreğinin tam ortasına kor gibi düşen Nida'nın aşkıyla yanıp tutuşmaya başlamıştır. Ateşi bir türlü dinmiyordur çünkü Nida onun yanından bile geçmek istemeyen, köydeki diğer insanlar gibi ondan korkan bir kızdır. Aşkının karşılığını ala...