Merhaba (: Medyaya kısa bir Azad Karan görüntüsü bırakıyorum..."Azad."
Başımı yavaşça ona doğru çevirmiş, onun yüzüne bakmıştım. Ben bir köşede oturmuş ve saatlerce denizi seyretmiştim, o da diğer tarafta ayakta duruyordu. Ona kimsin diye sormak istiyordum ama sorunun cevabı belliydi, o benim eşimdi. Neden bunları yaptın bana diye sormak istiyordum bu sefer de onun sesi kulaklarımda yankılanıyordu, bana aşıktı, çok seviyordu.
Azad onun ismini söylediğimde bana doğru dönmüştü, dudağı hafifçe kıvrılmıştı. Üzerindeki gömleğin düğmeleri yarıya kadar açıktı ve dalgalı saçları rüzgardan dolayı savruluyordu. Sigarasını tutan eline doğru baktığımda alyansını görmüştüm, hiç çıkarmıyordu.
"Benim adımı her söylediğinde gerçek huzuru hissediyorum." demişti gözlerime bakarken. Gece saat 3 sularıydı, kıyıdan oldukça uzaktaydık ve gökyüzüne elimi uzatsam dokunabilecekmişim gibi hissediyordum.
"Ben hissedemiyorum," demiştim onun gözlerine bakmaya devam ederken. Oturduğum yerden yavaşça kalkmıştım. "Yaptığın şeyler yüzünden uzun zamandır huzurlu hissedemiyorum."
Azad sigarasını dudaklarına doğru götürürken gözlerini benden almış ve denize doğru bakmıştı, bakışlarındaki o huzurlu ifade gitmiş yerini sert bir ifade almıştı. Çünkü duymak istemediği şeyleri duyuyordu ve bu da onun hoşuna gitmiyordu.
"Seni anlamaya çalışıyorum," derken ona doğru ilerlemiş ve biraz uzağında durmuştum. "Seni gerçekten anlamaya çalışıyorum, bunları neden yaptığını sürekli düşünüyorum."
"Anlayabiliyor musun?" diye sormuştu denize doğru bakmaya devam ederken. Başımı hafifçe olumsuz anlamda sallamıştım.
"Hayır," diyerek olumsuz bir cevap vermiştim. Benim onu anlayabilmem imkansızdı. Yaptığı hiçbir şey mantığıma sığmıyordu. "Neden hayatıma girip birden bire yaşantımı bu kadar zorlaştırdın, sen benim hayatımın neresindesin, kendi ailenle neden karşı karşıya geldin, neden beni sevdiğini söylediğin halde canımı acıtmaya devam ediyorsun, neden seni sevmeyen birinin kalbinin kapısını zorluyorsun... Hiç birini anlayamıyorum. Hiç birine cevap veremiyorum."
Azad bana doğru döndüğünde kenara doğru yaslanmış ve kollarını bol bir şekilde göğsünün biraz altında bağlamıştı.
"Ben de anlamıyorum." dediğinde sesi oldukça ciddi çıkmıştı. "Seni o ilk gördüğüm günden sonra bana ne olduğunu ben de anlamıyorum."
Gözlerine bakmaya devam ediyordum, belki onu ve söylediklerini anlayabilirim diye tek kelimesini bile kaçırmadan onu dinliyordum. Onun ses tonu içimi titretiyordu, gözlerime baktığı zaman sanki güçlü bir rüzgar olup beni oradan oraya savuruyordu ve ben bir türlü toplanamıyordum.
"Yüreğime düşen o ateşi anlayamadım, şimdi de anlamıyorum. Anlayabildiğim tek şey sensin, aklımda da yüreğimde de sadece sen varsın."
Tüm bunları söylerken siyah gözleri tüm ciddiyetiyle, tüm içtenliğiyle bana bakıyordu. Bu sözlerinin içinden gelerek söylendiğini görebiliyordum, ses tonundaki o gerçekliği hissedebiliyordum.
"Neden sadece ben?" diye sormuştum içimdeki her şeyi söylerken, "Senin de bir ailen var, onların da senin hakkında düşündüğü şeyler var. Ahmet bey de Dilber hanım da beni ne senin yanında ne de konakta istemiyorlar, ben de seni istemiyorum."
Tüm söylediklerimi dikkatle dinliyordu. Sanki ben hayattaki en önemli şeyleri söylüyormuşum gibi ne gözlerini bir saniye olsun yüzümden ayırıyordu ne de dikkatini başka bir şeye veriyordu. Ama son kelimelerimi duyduğunda yüzündeki ciddiyetin tehlikeli bir hal aldığını görmüştüm ve bu değişimi çok hızlı olmuştu. Ağzımdan çıkan bir kaç kelimenin onu bu kadar etkileyeceğini bilmiyordum, o yıkılmaz bir dağ gibi karşımda duruyordu ama parmağımın ucuyla dokunduğumda sarsılıyordu. Bir kaç kelime zehir gibi etkilemişti onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVECEKSİN (Köy serisi I ) Tamamlandı
RomanceAzad Karan, yüreğinin tam ortasına kor gibi düşen Nida'nın aşkıyla yanıp tutuşmaya başlamıştır. Ateşi bir türlü dinmiyordur çünkü Nida onun yanından bile geçmek istemeyen, köydeki diğer insanlar gibi ondan korkan bir kızdır. Aşkının karşılığını ala...