"Toprak" (part 1)

19.5K 1K 51
                                    

AZAD KARAN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

AZAD KARAN

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar diliyorum...


Herkes simsiyah giyinmişti. Kalabalıktı, çok kalabalıktı.

Mezarlığın dışındaki yolda arabalar sıra sıra dizilmiş, tüm sokağı kaplamışlardı. Bu güne ağlarcasına yağmur gökyüzü delinmiş gibi yağıyordu. Üzerimdeki siyah uzun kollu elbisenin etekleri yere doğru değiyor, ıslak topraklara hafifçe sürtüyordu. Başımın üzerindeki ince siyah tül, yağmurla sırılsıklam olmuş, saçlarımdan da sular akmaya başlamıştı.

Titreyen ellerimle sıkıca Azad'ın ceketini tutuyordum. Bir çok insan ağlıyordu, Dilber hanım'ı iki kolundan konaktan aşina olduğum görevli kadınlar tutuyordu. Onu ilk defa makyajsız ve sade görmüştüm, sürekli tartışsa da Sümeyra hanımı ablası gibi sevdiğini konaktaki insanlardan duymuştum. Mutfakta yemek yaparken her zaman konuşurlardı ve onlardan bu tür şeyleri öğrenmiştim bu yaşıma kadar. Sonra kadınlar birden daha fazla ağlamaya başladığında ve acı sesleri gökyüzüne doğru yükseldiğinde, gözlerimi Dilber hanımdan almış ve cenaze aracının olduğu yere doğru bakmıştım.

Sümeyra hanımın tabutunu omuzlarında kazılan mezara doğru getiriyorlardı. Gözyaşlarım yanaklarıma doğru süzülmüştü, acıyla bir tabuta bir de en önde halasının tabutunu omuzlayan Azad'a doğru bakmıştım. Perişan görünüyordu, zaten geceden beri gözünü bile kırpmamıştı. Siyah gömleği üzerine yağan yağmurla sırılsıklam olmuştu, saçları alnına doğru dökülmüştü. Yüzünün rengi atmıştı, gözlerinde görmeye alışık olduğum o ışıltı yoktu. Etrafa bakmıyordu, sanki bastığı yer toprak değil de halasının bedeniymiş, onun suretini görüyormuş gibi acıyla yere bakıyordu. Gözleri kan çanağına dönmüştü ama ağladığını hiç görmemiştim.

Benimle de tek kelime bile etmemişti, ben de onu rahatsız etmek istememiştim ve sadece yanında durmuştum. Sabaha karşı Sümeyra hanımı cenaze için hazırladıklarında Ömer sinir krizi geçirmişti, o an da hareket etmişti Azad sadece. Önce Ömer'i durdurmak istemişti ama Ömer daha da kötü olunca suratına sert bir yumruk geçirmişti.

"Kendine gel lan!" diye kükremişti Azad, sesinden bir çok duygu akıyordu ve hepsi çok yoğundu. Acı, öfke, pişmanlık, özlem...

"Öldü oğlum, öldü!" diyerek aslında kendinin bile kabul edemediği şeyi haykırmıştı sert bir dille. Ömer yere doğru yığılacağı sırada Azad ona sarılmış, koşarak gelen hemşireler de Ömer'i bir odaya alarak sakinleşmesi için ilaç vermişlerdi. Ahmet bey ve Dilber hanım cenaze işlemleriyle ilgileniyorlardı, Azad sabaha kadar doktorlarla görüşerek bir şekilde kabul ettiriyor ve sürekli halasını görmeye gidiyordu. Bense sessizce olduğum yerde onu bekliyordum, gözü bu acı kaybediş dışında hiçbir şey görmüyordu. Hastaneden çıkmadan bir saat önce kantine gidip Azad için sade bir kahve almıştım, uyumadığı için biraz olsun toparlanır diye düşünmüştüm ama yanına gidip kahveyi ona doğru uzattığımda ne bana ne de kahveye hiç bakmamıştı.

SEVECEKSİN  (Köy serisi I ) TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin