Medya: Eskitilmiş yaz/ Uyursam Geçer Mi?
🌌🌌Kapıyı Can açmıştı ve gözleri kıpkırmızıydı. Sanırım Onlar da öğrenmişti. Göz göze gelince ikimizde ağlamaya başladık. Can'a ilerleyip sarıldım ve ağlamamız daha da şiddetlendi. Ne kadar kendimi ağlamayacağım diye şartlasam da kendime engel olamıyordum. Abilerimin hepsi geldi ve Onların da gözleri kıpkırmızıydı. Babam yanımıza geldi.
"Hadi içeri girelim. Orada konuşalım çocuklar.
Evin içine titreyen bacaklarımla girdim. Midem bulanıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Can ile birlikte salona geçtik.
Kimseyle göz teması kurmadan tekli koltuğa oturdum. Annemler de içeri girdi.
"Baba.. Lütfen.. Lütfen düşündüğümün doğru olmadığını söyle."
Baran abimin yalvaran sesi tüm odada yankılandı. " Yalan hepsi. Yok öyle bir şey." demek istesem de diyemezdim çünkü anladıkları doğruydu. İçim ne kadar yansada sustum. Tırnaklarımı elime geçirdim. Kalbim acıyordu. Ne düşüneceğimi ne yapacağımı bilmiyordum.
Babam derin bir nefes alıp söze girdi. " Ne kadar doğru değil demek istesem de maalesef doğru. Akşin doğumda karışmış. 1 hafta sonra Cansu gelecek. Cansu, Akşin'in karıştığı kız. Akşin'den ayrılmak ne kadar zor olsa da biyolojik ailelerinin yanında kalmaları lazım. Kanunlar böyle bunu en iyi sen biliyorsun Baran."
"Baba! Sen ne dediğinin farkında mısın? Ne demek 1 hafta sonra gidecek? Biz Akşin olmadan ne yaparız? O, olmadan yapamayız. Baran abim sinirle söylendi.
"Baran ben de farkındayım fakat böyle olmak zorunda kanunlar böyle. Ben ne yapabilirim?
Baran abim sustu. Herkes sustu. Annem, babam, abimler, ikizim ve birtanecik bebeğim Efe. Herkes ağlıyordu. Konunun değişmesi için yalandan gülümseyerek konuşmaya başladım. "Ayy, sanki dünyanın sonu mu ayol.. Her zaman görüntülü konuşuruz. Her hafta sonu yanınızdayım ona göre. Hem beni özlersiniz azıcık." diyip güldüm. Diğerleri de zorla gülmeye çalıştılar. Yavaşta olsa bu duruma alışmaya çalışıyorlardı.
Daha sonra babamlar Cansu'dan ve ailesinden bahsetmeye başladı. Abimler ne kadar umursamıyor gibi dursalar da içten içe umursadıklarını anlayabiliyordum. Onlar da yeni gelecek kardeşlerini merak ediyorlardı anlayabiliyorum. Ben de o aileyi merak ediyordum açıkçası.
Bugün hastanede çok değişik bakıyorlardı. Umarım o eve gittiğimde de bana öyle bakmazlardı. Umarım abimlerle anlaşabildiğim gibi onlarla da anlaşabilirdim. Cansu'dan yana bir sıkıntım yoktu çünkü abimlerin O'na iyi davranacaklarını biliyordum. Akşam olmuştu ve yatağıma gitmek için sabırsızlanıyordum.
"Bugün birlikte yatalım mı abla?" Efe'nin sorusuyla düşüncelerimden sıyrıldım.
" Hayır. Akşin'im benimle yatacak. Di mi Akşin?"
Baran abimin sorusuyla Efe'de olan bakışlarımı O'na çevirdim. Diğerleri de benimle yatmak istiyordu çünkü son zamanlarımızdı benimle fazlaca vakit geçirmek istiyorlardı.
"Abicim, bugün çok yorgunum. Tek yatsam daha iyi olacak." herkese iyi geceler diyip itirazlarına kulak asmadan hemen salondan çıktım. Arkamı döner dönmez gözlerim doldu. Bugün yalnız kalmalıydım çünkü bugünkü yaşadığım şeyleri sindirip içim dışına çıkarcasına ağlamak istiyordum.
Tek kalmak benim açımdan şu anlık daha iyiydi. Odama girince pijamalarımı yatağımın üstünden aldım ve ağlayarak üstümü değiştirdim. Çıkardığım kıyafetlerimi kimseye görünmeden banyoya gidip kirli sepetine atıp odama geldim. Hemen kapımı kilitledim ve yatağıma uzandım. Sessizce ağlamaya başladım. Ağladım, ağladım ve ağladım. Sadece ağlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ
ChickLitAkşin, gözünde yaş kalbinde kırıklarla karşısındaki uçsuz bucaksız denize bakıyordu. Yaşadıkları tıpkı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmeye başladı. Şu an sağlıklı düşünemiyordu. Bu acıların son bulmasını istiyordu. Uçuruma doğru bir adı...