Medya: Seksendört/ Kendime Yalan Söyledim
🌌🌌
1 Hafta sonra
Şu an dağ evinden evimize dönüyorduk. Bu 1 haftayı çok güzel geçirmiştik. Her günümüz dolu dolu geçmişti. Birlikte filmler izlemiş, oyunlar oynamıştık. Hepsi benim mutlu olmam için her şeyi yapmıştı şu 7 günde.
Şu an çok mutsuzdum çünkü 1 hafta sanki 1 gün gibi geçmişti ve yarın Yörükoğlu ailesine gidecektim. O kadar mutsuzdum ki. Stresten karnıma kramplar giriyordu.
Eve gelince araç durdu ve hemen arabadan indim. Annemler de arkamdan geliyordu.
"Kızım yavaş ol. Bizi de bekle."
Anneme cevap vermeden kapıyı açtım. Onlar da gelince içeri girdim. Ne kadar içim kan ağlasa da kendimi gülmeye zorlayıp "Ben duşa girip yatacağım. İyi geceler."
Herkesin iyi geceler dileklerine yalandan tebessüm edip odama çıkmak için merdivenlere ilerledim. Aileme ne kadar mutluymuşum gibi izlenim versem de öyle değildim. Kalbim parçalanıyordu sanki.
Aslında onların beni unutacağından, Cansu'yu benden daha çok seveceklerinden korkuyordum. Babam benden çok başkasını sevse yaşayamazdım. Aynı şekilde Poyraz abim ve diğerleri... Onlar benim tek varlıklarımdı.
Onlar olmazsa ne yapacaktım ben? Kafamı sallayıp düşüncelerimi dağıttım. Odamın kapısının önüne gelmiştim. Kapıyı açıp odama girdim. Duşa girmem gerekiyordu.
Dolabıma ilerleyip içinden kıyafetlerimi alıp banyoya girdim. Banyoya girince kapımı kilitleyip üstümü çıkarmaya başladım. Ağlamak istiyordum ama kendimi sıktım.
Gözyaşlarım intihar etmek istiyordu. Kendimi duşa atıp sıcak suyu açtım. Sırtımı duvara yaslayıp yavaşça yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Yaşadıklarım çok ağırdı kaldırabilir miydim bilmiyorum.
Biraz öyle ağlayıp ayağa kalktım. Duşumu alıp çıktım. Kurulanıp pijamalarımı giyindim. Odama geçip saçlarımı taramaya başladım.
Bir yandan da düşünüyordum. Çok düşünmekten beynim uyuşmuştu. Tarağı yerine bırakıp çalışma masama geçtim. Bu sene sınav senemdi ve benim ne olursa olsun ders çalışmam gerekiyordu. Benim hayatımı bunlar kurtarmayacaktı.
Bugün sadece matematik ve biyoloji çalışacaktım. Yazın tyt konularını bitirdiğim için ayt'ye başlamıştım bile. 11. Sınıf konularım tam olduğu için onları sadece tekrar ediyordum. Onların bitmesine az kalmıştı.
Matematikte sadece soru çözdüm. Biyoloji de 2 tane sistem çalışıp soru çözdüm. Saate baktığım da 01.00 olduğunu gördüm. Yerimde esnedim ve kalkıp yatağıma geçtim. Yarın benim için yorucu geçecekti. Ders çalışmaya vaktim kalacak mıydı bilmiyordum.
Gittiğimiz dağ evinde aileme beni unutacaklarından, Cansu'yu benden daha çok seveceklerinden korktuğumu söylemiştim.
"Biz seni neden unutalım bebeğim? Seni ne kadar çok sevdiğimizi biliyorsun. Yapma böyle lütfen. Seni asla unutmayacağız. Ömrümüzün sonuna kadar senin başının etini yiyeceğiz."
"Ayrıca ek olarak sen benim en değerlimsin kızım. Seni her şeyden herkesten çok seviyorum." Babamın sözlerine tebessüm edip sarıldım. Diğerleri de gelip bize sarıldılar. Hep birlikte sevgi yumağı olmuştuk. Çok mutluydum. Bunları düşünürken uyuyakaldım.
🌌🌌
Sabah uyandığımda çok musuzdum. Bugün buradan gitme günümdü. Banyoya girip elimi yüzü yıkadım ve mutfağa kahvaltı yapmak için indim. Mutfağa girince herkes çok gergindi. İçeri girince herkes bana döndü. "Günaydın." Herkes karşılık verirken yerime geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ
ChickLitAkşin, gözünde yaş kalbinde kırıklarla karşısındaki uçsuz bucaksız denize bakıyordu. Yaşadıkları tıpkı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmeye başladı. Şu an sağlıklı düşünemiyordu. Bu acıların son bulmasını istiyordu. Uçuruma doğru bir adı...