Medya: Billie Eilish/ Happier Than ever
🌌🌌
Karan gözünü açtığında hava aydınlıktı. Birkaç saniye tavana baktı, odadan ses gelmesiyle başı o tarafa döndü. Oğuz, karşı koltukta uyuyordu. Kapının açılmasıyla içeriye Akşin girmişti.
"Günaydın."
Karan ona bakmakla yetindi. İçinden kendini ne kadar hamile o diye telkin etsede yapamıyordu. Hunharca kırılan kalbi buna katiyen izin vermiyordu. Kendini biraz törpülemeye çalışıyordu. Olabildiği kadarıyla yapmaya çalışıyordu.
Akşin, sadece yüzüne bakılmasıyla üzülsede bir şey demedi. Bunları hak ediyordu ne de olsa. Pes etmeyecekti, affettirecekti kendisini.
"İyi uydun mu, ağrın var mı hayatım?"
Karan, sadece başını sallamakla yetindi. Başını seslerden dolayı uyanan kardeşine çevirdi. Gözleri ikisinin arasında gidip geliyordu.
"Günaydın, abim."
Karan, Oğuz'a da bir şey söylemeyip başını cama çevirdi. Oğuz, asla pes etmeyecekti. Ne yapacak edecek gerekirse canını verecekti yine de affettirecekti kendisini.
"Canım abim. Rahat uyudun mu? Ben uyudum burada camış gibi."
Karan yine hiçbir şey dememişti. Konuşası yoktu. Tıpkı rüyasındaki gibi. Tek fark, orada konuşmak istiyordu sesi çıkmıyordu şimdi ise konuşmak istemediği için sesi çıkmıyordu.
🌌🌌
Genç adam, gülümseyerek yolun karşısındaki karnı burnundaki karısına bakıyordu. Karısı da ona gülümserken yola çıktı. Aniden ortaya çıkan araba karısına ve bebeğine çarpmıştı. Donmuş bir şekilde karşısındaki görüntüye bakıyordu. Karısı kanlar içinde yerde yatıyordu. Hızlıca yanına koştu.
"Akşin, Akşin uyan hayatım. Lütfen uyan."
Pervasızca karısını uyandırmaya çalışıyordu. Bir yandan sesleniyor bir yandan yavaşça yüzüne tokat atıyor bir yandan da bileklerini ovuşturuyordu fakat karısının göz açmaktan ziyade tek bir saç teli bile hareket etmiyordu.
Karnına bakmaya korkuyordu genç adam. Başını yavaşça karnına eğdi. Gördüğü cansız bebekle az kalsın dilini yutacaktı. Bebek, mosmordu ve büzüş büzüştü. Bu görüntüyle içi burkuldu. Yaşları daha da hızlı akmaya başladı. Kendini karanlığa bırakmadan evvel son kez feryat etti.
"Mercimeğim!"
Karan, yattığı yerden hızlıca kalktı. Gördüğü kabus yüzünden nefes nefese kalkmıştı. Hala mercimek diye sayıklıyordu. Bir yandan da gözünden akan yaşları siliyordu.
Gördüğü rüya o kadar gerçekçiydi ki Karan hala ağlamaya devam ediyordu. Eğer bebeğini de kaybederse ne yapacaktı? Onu gerçekten koşulsuz şartsız seven birisini kaybettikten sonra ne yapacaktı?
Derin nefesler eşliğinde sakinleşmeye çalıştı. Kendisini biraz toparladığı vakit yavaşça sırtını arkaya yasladı. Derin derin nefesler alırken bir yandan da odada göz gezdiriyordu.
Bomboştu. Koskoca oda bomboştu. 'Keşke.' Diye geçirdi içinden. 'Keşke böyle olmasıydı, kardeşimle, eşimle aram iyi olsaydı.'diye geçirdi içinden. Maalesef olanla ölene çare yoktu. Karan çok kırılmıştı. Kolay kolay da affedebileceğini sanmıyordu.
Bir yandan da aklına gördüğü rüya geliyordu. Ya gerçek olursa diye korkuyordu. Daha mercimeğiyle tam tanışamadan onu kaybetmekten korkuyordu. Mental olarak hiç iyi değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ
ChickLitAkşin, gözünde yaş kalbinde kırıklarla karşısındaki uçsuz bucaksız denize bakıyordu. Yaşadıkları tıpkı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmeye başladı. Şu an sağlıklı düşünemiyordu. Bu acıların son bulmasını istiyordu. Uçuruma doğru bir adı...