23. BÖLÜM

7.4K 312 31
                                    

Medya: Berk Baysal/ Yaralarını Ben Sarayım

                                 🌌🌌

Bugün eczaneyi açalı bir ay olmuştu. Oğuz şehir dışına çıktığı için dükkanı ben tek başıma açmak zorunda kalmıştım. Oğuz gideli 1 hafta olmuştu ve 1 haftadır tektim.

Biraz yorucuda olsa Karan'ımı görünce ve akşam Oğuz arayıpta günümüzün nasıl geçtiğini sorunca hiçbir yorgunluğum kalmıyordu. Bugün ayrı bir enerjiktim nedensizce.

Çıkış saatime 10 dakika kalmıştı ve arkadan çıkıp kapıyı kapattım. Kapalı yazısını da çevirince gülümsedim. Arkayı toplamıştım her şey düzenliydi.

Eşyalarımı hızlıca toplayıp çantama koydum. Üstümü başımı düzeltip telefonumdan kendimi kontrol ettim.

Bugün beyaz diz kapağımın biraz altında biten üzerinde çiçekleri ve yırtmacı olan elbisemi giymiştim. Altına da kısa topuklu açık renk sandaletimi giymiştim. Saçlarımı iki yandan alıp arkada kelebekli tokamla birleştirmiştim. Bu tokayı bana Karan'ım almıştı.

Makyajımı da kontrol ettim. Dudağımdan giden glossumu ve allığımı tazeleyip parfümümden sıktım. Neyse ki rimelim akmamıştı.

Eşyalarımı çantama koyup anahtarı ve telefonumu aldım. Dükkandan çıkıp kapısını kilitledim. İşim bitince anahtarı çantama atıp etrafa bakındım. Karan'ı göremeyince telefonu açıp onu aradım.

"Alo? Efendim bebeğim?"

"Aşkım, neredesin? Çıktım ben, seni bekliyorum."

"Yavrum, 5 dakikaya oradayım."

"Tamam hayatım bekliyorum. Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum hayatım."

Telefonu kapatıp sosyal medyada dolaştım biraz. O olayın üzerinden 5 sene geçmişti. Hayatımın dönüm noktası ve en büyük pişmanlığım.

O günden sonra birkaç gün kendime gelememiştim. Kendime geldiğimde telefonumu eline aldığımda onlardan binlerce çağrı ve mesaj vardı. Hiçbirine bakmamıştım.

Herkes istediği bölümleri kazanmıştı. Tabii Cansu gerçek yüzünü onlara gösterince yurt dışına gönderilmişti. Bildiğim kadarıyla hiçbiri onunla görüşmüyordu. Cansu o sıralar bana göndermeli storyler attığında dolayı biliyordum. Hak ettiğini bulmuştu.

Aileye gelince onlarla görüşmüyordum. Özledin mi deseler köpek gibi özledim derdim. Ancak ne ben de kuşkusuzca onlarla görüşecek gurur ne de güç vardı. Benimle konuşmak istediklerini de biliyordum ancak ben görüşmüyordum.

Daha doğrusu kendimi görüşmek için hiç mi hiç hazır hissetmiyordum. Hesabımdan Cansu'yu çıkarmıştım. Aslında diğerlerini de çıkaracaktım ancak ona cesaret edememiştim. Çalınan kornayla sıçradım.

"Akşin, hayatım."

Korna çalanın Karan olduğunu anlayınca hızlıca arabaya gidip kapısını açtım. Koltuğa oturup kemerimi bağladım. Karan'ın kemerini de kontrol edince onunda taktığını görünce ona döndüm. Bugün ayrı bir yakışıklıydı canım sevgilim.

"Hayatımın anlamı, kurt bakışlım. Nasılsın bakayım?"

Ben öyle diyince sırıttı. Gülüşünü yediğim.

"İyiyim hayatım. Sen nasılsın? Nasıl geçti günün? Neler yaptın?"

Araba sürdüğü için bana çok bakamıyordu.

"Ay, hiç sorma hayatım ya. Bugün ayrı bir yorucu geçti. Hem hava çok sıcaktı hem de Oğuz bebeğim olmayınca sıkıcı geçti. Ah ah ne zaman gelecek o?"

CANHIRAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin