Medya: Çağan Şengül & Suzan Hacıgarip/ Sancı
🌌🌌
Şarkımı söyledikten sonra kaydı kapatıp arkasına fotoğraf koyup yükledim. Telefonumu kenara koyup yüzümü inceledim. Şarkı ne kadar da beni anlatıyordu. Sözlerini düşünmeye başladım.
"Her sabah doğan güneş bir sabah doğmaz oldu."
Her sabah doğan güneş benim için 1-1.5 ay önce sönmüştü. Artık doğan güneşim yoktu. O doğan güneş yerine geceyi süsleyen Ay'ım vardı yalnızca. Etrafında milyarlarca yıldız olsa da yalnız olan ay. Yalnızlığa mahkum olan ay. Ben de ay gibi yalnızlığa mahkumdum. Herkesin sevdiği ancak ilk vazgeçtiği. Benden de hemen vazgeçiliyordu.
"Gülünce ışık saçan o gözler yaşla doldu."
Eskiden abim ben gülünce dünyanın en mutsuz insanını bile mutlu edebileceğimi söylemişti. Neden diye sorduğumda bana "Çünkü canım kızım gülünce gözlerin ışık saçıyor. Mutluluğunu herkese yayıyorsun."
Diyince anlamasam da gülmüştüm. O'da gülmüştü.
Büyüyünce ne demek istediğini anlamıştım ancak artık o gözlerden eser yoktu. Işık saçan gözlerim artık yaş doluydu, kan çanağıydı.
" Ağlama duymaz artık bir varmış, bir yok oldu."
Kimse duymuyordu sesimi. Gittikçe en dibe batıyordum ancak beni fark eden kimse yoktu. Çığlıklarım sessizdi..
Sessiz çığlıklarımı sessizlikten başka duyan kimse yoktu. Kimse düşünmüyordu beni. Ben de isterdim Cansu gibi sevilmeyi, Cansu gibi hemen benimsenmeyi, ailemin beni unutmamasını, elime ufacık bir şey batınca abilerimin benim için seferber olmasını..
Benim için seferber olmalarına vicdanım el vermezdi. Belki de bu yüzden kaybediyorum kim bilir? Belki de benim gibileri kaybetmeye Cansu gibileri kazanmaya mahkumdu.
Bunları boşverip su içmek için şişemi aldım ancak su bitmişti. Mutfağa inip doldursam iyi olurdu. Elimin iyileşmesine az kalmıştı. Arada sızlıyordu hatta bugün artmıştı biraz. Ağrı kesici içsem iyi olurdu. Şişemi alıp sessizce aşağı indim. Parmak uçlarımda iniyordum.
Hemen mutfağa gidip suyumu doldurdum. Şişemden içip geri doldurdum. Mutfaktan çıkıp salonun önünden geçerken içerden gelen seslerle durdum.
"Abi, Akşin ailesinin gelmesine pek sevinmedi gibi geldi bana."
Bunu diyen Kaan yani kardeşimdi.
"Ben de farkındayım. Masa da sordum ancak geçiştirdi. Buraya geldiği ilk zamanlar iyilerdi. Hatırlıyorsunuzdur. Sonralarda koptular biraz bu tatil işi de tuzu biberi oldu."
"Allah beni kahretsin. Ben bir de O'nu ailesinden vurmuştum."
Bunu diyen Ateş'ti. Hepsi pişman şeyler söylüyordu. Bütün biyo kardeşler oradaydı demek.
"Ben dün gece Akşin'le biraz vakit geçirdim. Gerçekten çok iyi bir insan. Keşke ilk geldiğinde öyle davranmasaydık. Belki şu an çok iyi anlaşıyor olurduk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ
ChickLitAkşin, gözünde yaş kalbinde kırıklarla karşısındaki uçsuz bucaksız denize bakıyordu. Yaşadıkları tıpkı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmeye başladı. Şu an sağlıklı düşünemiyordu. Bu acıların son bulmasını istiyordu. Uçuruma doğru bir adı...