Medya: Maneskin/ I Wanna Be Your Slave
🌌🌌
Şaşkınlıkla sesin geldiği yere döndüm. Oğuz şaşkınlıkla karşımdaki şahsa bakıyordu. Daha sonra bakıları ilk olarak beni buldu sonra ise kelepçeli ellerimi. Gözleri daha çok büyüdü.
"Abi ne yapıyorsun sen?"
"Abi mi?"
"Oğuz evimize hırsız girmiş. Ne demek ne yapıyorsun?"
"Hırsız mı? Ne hırsızı be? Ben hırsız falan değilim. Asıl sensin hırsız."
"Bana bak ufaklık."
"Bakıyorum dağ ayı-"
"Tamam susun artık. Abi, Akşin benim arkadaşım. Akşin bu da abim. Ne hırsızı Allah aşkına. Allah'ım nereye düştüm ben?"
Şaşkınlıkla yanımdaki kişiye baktım. O'da bana bakıyordu. Şaşkınlığımı üzerimden atıp başımla ellerimi işaret ettim.
"Çıkarsan mı artık hı?"
"Çıkaralım bakalım bücür."
"Lan sen de bi-"
Bana attığı ürkütücü bakışlarla sesimi kesip tatlı tatlı gülümsemeye çalıştım. Göt korkusu başa bela ne de olsa. Oğuz bu halime anırarak gülmeye başladı. Sinirle Oğuz'a döndüm.
"Aşko, kes istersen hm?"
"Sakin reis."
Hala gülmeye devam ediyordu. Ek olarak yanımdaki de gülmeye başladı. Sinirden tepinecektim neredeyse. Saçımı başımı yolmama az kalmıştı. Sonunda ellerim özgürlüğüne kavuşunca bileklerimi ovuşturdum. Acıtmıştı hayvan. Derin nefes alıp Oğuz'a baktım.
"Oğuz, hadi gel şu elini saralım."
"Ne eli Oğuz!? Ne oldu sana?"
"Yok bir şey abim. Önemli bir şey değil."
"Nasıl önemli değil. Otur şuraya bakacağım."
Abi kişisi Oğuz'u koltuğa oturtup önüne oturup Oğuz'un ellerini kendine doğru çekti.
"Oğuz ne yaptın sen kendine böyle? Ben sana kıyamazken sen neden böyle yapıyorsun abicim ha?"
Ne kadar korktuğunu görebiliyordum. Oğuz için ne kadar endişelendiğini de. Elleri titriyordu. Oğuz'a bakarken de gözbebekleri titriyordu. Bu tıpkı bir babanın çocuğuna olan hissiyatları gibiydi. Gerçi Oğuz'u abisi büyütmüştü. Oğuz'un da aynı şekilde abisine bakarken gözbebekleri titriyordu.
Birbirlerine ne kadar düşkün olduklarını daha iyi anlamıştım. Onlara bakarken kalbim kırılmıştı. Bir benim abilerime bak bir de bu abiye. Canım yandı. Böyle şeyler hissettiğim için Oğuz'dan utandım. Çok şanslıydı. O'nu canı gibi evladı gibi seven bir abiye sahipti. Onları seyrederken aklıma eski bir anım gelmişti.
.......
Yine her zamanki gibi dışarıda arkadaşlarımla oyun oynuyordum. Bugün Can abimlerle futbol oynuyordu. Ben de arkadaşlarımla birlikte yakartop oynuyorduk. Diğer tarafta da abimler arkadaşlarıyla futbol oynuyordu. Orta da biz vardık. Topu ne kadar atsalar da vuramıyorlardı.
En son topu alan kişi hızlıca topu attı ve ben o atışla yere düştüm. Çok sert atmıştı. Hem karnım acıyordu hem de yere düştüğüm için yara olan dizlerim ve kollarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ
ChickLitAkşin, gözünde yaş kalbinde kırıklarla karşısındaki uçsuz bucaksız denize bakıyordu. Yaşadıkları tıpkı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmeye başladı. Şu an sağlıklı düşünemiyordu. Bu acıların son bulmasını istiyordu. Uçuruma doğru bir adı...