Medya: Zayn& Sia/ Dusk Till Dawn
🌌🌌
Dün abimlerle olan konuşmadan sonra eve gelmiştik. Üstümüzü değiştirdikten sonra hep birlikte bugünkü olanlar hakkında konuşmuştuk.
Onlarla konuştuktan sonra bir kez daha hayatımda ne kadar doğru bir karar verdiğimi anlamıştım. Ne karar verirsem vereyim beni destekleyen iki kişiye sahiptim. Konuştuktan sonra odalara dağılıp yatmıştık.
Sabah uyandığımda bir çift beni izleyen gözlerle karşılaştım.
"Günaydın, aşkım."
"Günaydın, yavrum. Hadi kalkalım da bir şeyler yiyelim."
"Tamam kalkıyorum şimdi."
Karan'ın yanağından öpüp yataktan kalktım. Karan'a sevimli olduğunu düşündüğüm bir tebesssümle bakıp hızlıca banyoya kaçtım. Bugün de yatağı o toplasındı canım. İşlerimi halledip çıktığımda yatağı kontrol ettim toplamıştı aslan yelelim.
Mutfağa geçtiğimde çay demlediğini gördüm. Oğuz etrafta yoktu anlaşılan hala uyuyordu. Karan ile birlikte kahvaltıyı hazırladıktan sonra Karan, Oğuz'u uyandırmaya gitmişti. Gördüğü rüyadan sonra üzerine daha çok titriyordu. İkisi de geldiğinde kahvaltıya başladık.
Yemeği bitirdiğimizde hep birlikte masayı toplayıp salona geçmiştik. Telefonuma bakarken aklıma gelen şeyle telefonu kilitleyip yanıma bıraktım.
"Karan, aşkım bir bakar mısın? Oğuz sen de yavruşum."
İkiside bana dönünce çok detaya girmeden konuşmaya başladım.
"Ben, dün lavaboda bir arkadaşımla karşılaşmıştım hatırlarsanız, Mahinur. Annesi üniversite okurken vefat etmiş, babasıyla da pek iyi anlaşamıyorlar. Kardeşiyle kendisine ev arıyormuş."
"Biraz birikimi varmış ama hala eksiği varmış. Benim aklıma da bizim karşı daire geldi. oradakiler taşınıyorlar orası için görüşsek nasıl olur?"
"İyi düşünmüşsün hayatım. Konuşuruz ev sahibiyle."
"Gerçekten güzel düşünmüşsün kıvırcığım. Hem yabancı kişiler de olmaz. Tanıdığı olur, yalnızlık çekmezler."
"Evet, ikisi de çok sakin insanlar. Görseniz siz de çok sevrsiniz."
Karan, ev sahibini arayacağını söyleyip odadan çıktığında bizde Oğuz'la saçma sapan hareketler yapmaya başladık.
"Akşin, bak çok güzel bir şiir biliyorum. Onu okuyacağım şimdi sana."
Oğuz, eline televizyon kumandasını alıp karşıma geçti.
"Yavru, burası sahne tamam mı? Bak nasıl duygulu okuyacağım şimdi?"
Oğuz boğazını temizleyip şiiri okumaya başladı. Duyduğum şiirle yüzümdeki tebessüm dondu.
"Tavuklar çiçek açmış,
Ellerinde poğaça.
Madem yüzme bilmiyordun,
Niye çıktın ağaca?
Alakaya maydanoz,
Bu ne biçim lacivert.
Ben köyümü özledim,
Yaşasın cumhuriyet...
Bütün duyularım kapanmıştı sanki. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Ne alakaydı lan bu? Oğuz yüz ifademe kahkaha attığında dengesini sağlayamayıp yere düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ
ChickLitAkşin, gözünde yaş kalbinde kırıklarla karşısındaki uçsuz bucaksız denize bakıyordu. Yaşadıkları tıpkı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmeye başladı. Şu an sağlıklı düşünemiyordu. Bu acıların son bulmasını istiyordu. Uçuruma doğru bir adı...