Medya: Emre Aydın/ Belki Bir Gün Özlersin
🌌🌌
İLAHİ BAKIŞ AÇISI
Salonda çıt çıkmıyordu, herkes pür dikkat televizyondaki haberi izliyordu. İçlerinden ilk kendisine gelen Poyraz ile Kartal olmuştu. Göz göze geldiklerinde bakışlarıyla anlaşıp Akşin'e döndüler.
Akşin, gözleri dolu dolu, yaptığı hataların farkına yeni yeni varıyordu. Öyle ya, hayatta kimin başına ne geleceği belli olmuyordu. İki saniye sonramızda bile başımıza ne geleceğini bilmememize rağmen ertelemek nedendi? Niçin görmezden geliyorduk?
Her yapılan hatanın bir sonucu olurdu. Oğuz'da Akşin'de yeni yeni yaptıkları hataların farkına varıyorlardı. Karan, onların bir kelimesine kelime bile değil telefonu açsalar hiç konuşmasalar Karan sadece onların nefes seslerini duysa bile yeterdi ona.
Her işten çıktığında yüreği kıpır kıpır olur, heyecanla ikisini de arardı ancak ne Oğuz ne Akşin.. İkisi de telefona cevap vermezdi. Mutluluğu da onları arayana kadar sürerdi.
Geceleri uyuyamıyor, kafası dağılsın diye işten birkaç dosya getiriyordu ancak hiçbir faydası olmuyordu. Dertlerin seninle birlikte olduktan sonra ne yaparsan yap hiçbir şey işe yaramazdı.
Son birkaç günü hep aynı geçmişti Karan'ın. İkisi için endişelenirken, geceleri gözüne uyku girmezken onların orada eğlendiğinden habersizdi Karan. Bilse de eğlenip, onun gibi üzülmedikleri için mutlu olurdu. Bebeğini de çok özlemişti. Sadece bir kere hissedebildiği bebeğini.
Günleri aynı geçerken farklı bir şehirde görev gelmişti Karan'a. Görevi çok zor olduğu için telefonunu kullanamıyordu.
Sadece birkaç dakika alabiliyordu, o sırada da eşiyle, kardeşinin fotoğraflarına bakıp özlem gideriyordu. Karan, onları arayamazken açmaya karar vermişlerdi ancak her şeye geç kalmışlardı..
🌌🌌
Akşin, ağlayarak televizyona bakıyordu. 'İzin verme', demişti. "Bebeğimizin beni unutmasına izin verme." demişti. Akşin, ne yapmıştı? Telefonlarını açacağım diyip açmamıştı.
Karan, ona seni seviyorum derken o, gurur yapıp söylememişti. Halbuki, o kadar gurur yapacak bir şey de yoktu.
Karan, ona hep iyi davranmıştı. O ne yapmıştı? Hatası bile yoktu, mesleğini yerine getiriyordu. Hak etmiyordu. Akşin, Karan'ı hak etmiyordu.
Karan eve bile gelmişti. Karşısına çıkamazdı ancak abilerine sormamıştı bile. Akşin, suçluydu. Gerçekten suçluydu. Tek o değil, odada bulunan herkes suçluydu..
"Abi, abi Karan."
"Sakin ol abicim, biz hemen öğreneceğiz tamam mı?"
Akşin, elini hemen ağrıyan kalbine koydu. Midesine kramplar girip terliyordu. Kendisini bayılacak gibi hissediyordu. Ateş, eline kolonya alıp yanına gelmişti.
"Şş, sakin ol abicim. Bak bebeğini düşün tamam mı? Biz araştıracağız hemen ama sizin iyi olmanız gerekiyor, tamam mı?"
"Tamam, tamam öğrenin hemen lütfen."
Oğuz'un da ondan bir farkı yoktu. Abisinin ikisinden başka kimsesi yokken onlar onu umursamamıştı bile. Pişmandı hem de çok pişmandı. Umuyordu ki son pişmanlık fayda etmez, sözüne uymazlardı.
Dua etmekten başka yapacağı bir şeyi yoktu. Hepsi dua ediyordu, Poyraz araya birkaç tanıdık sokarak Karan'ın durumunu araştırıyordu. Kimi ararsa arasın sadece ölü ve yaralıların isminden başka bir şey öğrenememişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANHIRAŞ
ChickLitAkşin, gözünde yaş kalbinde kırıklarla karşısındaki uçsuz bucaksız denize bakıyordu. Yaşadıkları tıpkı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmeye başladı. Şu an sağlıklı düşünemiyordu. Bu acıların son bulmasını istiyordu. Uçuruma doğru bir adı...