Karşımda 2 buçuk yıldır görüşmediğim ve 7 yıldır platonik aşkım olan Mike duruyordu.
Beni gördüğünde sıkıca sarıldı. Ben de ona sarıldım. Kalbim küt küt atıyordu, ne tepki vereceğimi bilemiyordum. Heyecandan donakalmıştım resmen.
Mike beni uyandırmak için elini yüzümün önünde salladı ve kendime geldim. Onu içeri geçirdim ve biraz sohbet ettik.
O sırada burnuma yanık kokusu gelmeye başladı.
W- OLAMAZ KEK!
M- Bekle!Mutfağa gittiğimde fırını açtım ve eldiven giyip keki çıkardım. Kömür gibiydi. O an çok kötü hissettim. Bir de yanımda Mike olunca bu his ikiye katlandı. En sevdiğim kişinin yanında beceriksizliğim ortaya çıkmıştı.
Mike bana bunun pek de önemli olmadığını anlatmaya çalışan bir bakış attı. Ben ise hala kendimi rezil olmuş gibi hissediyordum.
Birden Mike çekmeceyi açtı ve bir bıçak aldı. Kekin yanmayan kısmından bir dilim aldı ve yedi.
M- Will denemelisin, harika olmuş! Bu kadar hamarat olduğunu bilmiyordum.
Hamarat mı? Dediği şey karşısında kızardığımı hissettim. Oysa bunu anlamış olacakki konuyu değiştirdi.
M- Hey, bir film izlemeye ne dersin?
W- Güzel fikir, ne izleyelim?
M- Hmm, buldum! Korku nasıl?Korku filmlerinden ölümüne korkan biri olduğum için ilk başta bu fikre çok da sıcak bakmadım fakat bunu isteyen hayatımın anlamı olan kişi olunca tabiki kıramadım.
W- Olabilir, sen salona geç ben geliyorum.