Yanağımı öpmesi aklımdan çıkmadığı için bir türlü uyuyamamıştım. Aradan yarım saat falan geçmişti. Mike'ın ne yaptığını merak edip yataktan kalktım ve aşağı indim.
Televizyon izliyordu ama pek keyif aldığı söylenemezdi.
W- Mike!
Bana döndü.
M- Will, uyuyamadın mı?
diyip televizyonu kapadı.M- Aslında iyi oldu ben de çok sıkılıyordum. Ve...
Bir şey söyleyecek gibiydi ama durdu.
W- Bir şey mi oldu Mike?
M- *hayır ona olan hislerimden tam emin değilim şimdi olmaz biraz daha zaman geçmeli* Şey diyecektim, acıktın mı?Onca şeyden sonra yemek yemeyi unuttuğumu fark ettim. Açlıktan midem kazınıyordu.
W- Ah hem de nasıl. Gidip bize bir şeyler ısıtayım.
Arkamı dönmüştümki omzuma dokundu.
M- Will..
W- Efendim?Biraz garip davranıyordu. Başını eğerek konuştu.
M- B-ben seni ö-öptüm.. Kızmadın d-di mi? Niyeyse kendimi t-tutamadım.
Beni öptüğünde o kadar sevinmiştimki.
W- H-hayır Mike. Sonuçta arkadaşımsın neden kızayım.
Yüzü düşmüştü.
W- Seni kıracak bir şey mi söyledim?
M- Hayır, arkadaşım olman hoşuma gidiyor.
dedi zorla gülerek.W- Neyse, en iyisi yemek yiyip kendimize gelelim.
diyip mutfağa yöneldim.Yerken Mike'tan gözlerimi alamıyordum. Nasıl bu kadar güzel olabiliyordu.. Aşırı aç olduğu için hızlıca yemeğini yiyordu ve arada tıkanıyordu. Neyseki ona baktığımı fark etmemişti.
Yemek bittiğinde odama gidip sohbet etmeye başladık. Her zamanki gibi bana komik şeyler anlatıyordu ben de kıkırdıyor, arada kahkahalar atıyordum. Sohbetimiz dışarıdan bağıran Alex'in sesiyle kesildi.
A- HEY İBNE!
M- Tanrım, yine mi bu aşağılık! Ona gününü göstereceğim.
dedi ve ayağa kalktı.Onu kolundan tutup durdurdum.
W- Mike! Napıyorsun?
M- Sana yaptığının aynısını yapmaya gidiyorum. Bana en keskin bıçağı gösterir misin?Yüzümde korkmuş bir ifade vardı. Gözlerimle Mike'a bunu yapmaması için yalvarıyordum.
M- Will o sana zarar verdi. Şimdi sıra bizde. Böyle sessiz kalamam!
Sonra bir şey dedi ve kalbim paramparça oldu.
M- HERKES SENİN KADAR KORKAK DEĞİL NEDEN ANLAMIYORSUN!
W-...
M- *olamaz naptım ben..!* Will!Dışarı çıktım ve koşabildiğim en uzak yere kadar koştum. Dönüp arkama baktığımda uzakta yere çömelmiş soluklanan Mike'ı gördüm. Sürekli etrafına bakınıyordu.
Onun için korktum başına bir iş gelebilirdi. Ama sonra sözleri aklıma geldi... Hem o kendisini koruyabilirdi, benim gibi bir korkak değildi..
Hepsi şerefsiz Alex yüzündendi.
Hava yavaş yavaş kararıyordu, sığınacak bir yer bulmak için ilerlemeye başladım.
