46

60 5 4
                                    

John çıktığında bağıra bağıra şarkı söylüyordu. Yanına gittik.

J- Should I stay or should I goo?!
W- Kalmalısın tabiikii.
J- Ah ben de özel bir şey yapıyorsunuzdur diye gelmedim.
M- Aslın-
W- N-NE YAPABİLİRİZ Kİ? Dİ Mİ MIKE.
M- HE e-evet ne yapıcaz ki yani?
J- Ay ne bileyim sizi shiplediğim için böyle davranıyor olmalıyım kusura bakmayın.
M- Yok yaa sorun değil, yani çok yakışmıyor da değiliz han-
W- DIŞARI MI ÇIKSAK?
J- Yine utandı.

Bunu diyince yanaklarım hafif kızardı.

W- B-boşverin bu konuyu hadi gidelim.
J- Nereye?
W- Mike'la gittiğimiz bir kafe vardı oraya gidebiliriz.
J- Olurr.
W- Ben yukarıdan ceketimi alıp geliyorum.
M- Ee ben de saçımı tariyim bari.
J- Çabuk olun bekliyorum!

Mike'la birlikte yukarı çıktık ve beni kucağına alıp öpmeye başladı.

W- Sanırım artık inmeliyiz.
M- Gece buna devam edeceğimize söz vermezsen bırakmam.
W- Tamam sözz çocuğu beklettik bak ayıp oluyo.

Beni indirdi ve ceketimi aldım, o da saçını taradı ve aşağı indik.

J- Yılbaşına kadar gelmeyeceksiniz sandım.
W- Aa o kadar çok mu beklettik.
M- Neyse çıkalım artık.

Evden çıkıp kafeye doğru yürümeye başladık, zaten çok uzak değildi.

25 dakika sonra gelmiştik. Bir masa seçip oturduk ve kekle limonata aldık.

J- Mike senin kekini de yiyebilir miyim?
M- Niye benimki?
J- Will'inkini mi yiyeyim?

Bunu istemediğimi bildiği için kekinden bir parça verdi.

J- Hehe sağ ol.
M- Sen var ya çok çakalsın.
J- Aslında değilim, Will diyince akan sular duruyor.
M- O da doğru.

Mike masanın altından elimi tutuyordu.

J- Hay aksi!

Biz ne olduğunu anlayamadan John masanın altına eğilip düşen çatalını aldı. Hemen ellerimizi ayırdık, bunu görmüş olacak ki tekrar masanın altına baktı.

W- Bir şey mi oldu?
J- Hayır çatalımı aldım da, el ele tutuşuyorsunuz sandım.
M- Ayh ne alaka.
W- Evet evet yanlış görmüşsündür.
J- Galiba.

Yiyeceklerimiz bittikten sonra parka gittik.

John'la Mike kaçarken ben de onları yakalamaya çalışıyordum.

W- Sizi yakalic-
derken bir demire çarpıp yere düştüm. Başımı çok kötü vurmuştum.

W- AAAA KAFAM!
M- Bizi yakalayamazs-

Gelmediğimi fark edince etrafına bakındı.

M- John! Will'i görüyor musun?
J- Ah, şurda koş!

Yanıma geldiklerinde Mike sordu.

M- İyi misin? Nasıl düştün!
W- Şu demire çarptım ama bir şeyim yok.
J- Emin misin?
W- Evet.
M- Of biz neden koştuk ki senin sakar olduğunu biliyoruz.
W- Boşverin dedim ya iyiyim sadece biraz başım acıyor o da yarına geçer.
J- Artık eve mi gitsek, hem dışarısı da soğumaya başladı.
M- İyi olur.

John ayağa kalktı ve Mike da beni kaldırırken öptü.

W- Yapmasana!
diye fısıldadım.

M- Ama dayanamıyoruum!
W- Eve kadar sabret.
M- Uf tamam.

John bize döndü.

J- Ne konuşuyorsunuz hala hadi gidelim.
W- Geliyoruz.

Yolun ortasında istemsizce söylenmeye başladım.

W- Do-donuyorumm..
J- Az kaldı, Mike seni ısıtsın.
dedi gülerek.

W- Gerek yok ısındım birdenbire.
M- Yok yok üşüyondur sen.
diyip bana sarıldı ve yürümeye devam ettik.

W- Seni fırsatçı.

John da yol boyunca mutluydu.

Anca eve gelebilmiştik, ben koşarak yukarı çıktım ve biraz uyumaya karar verdim. Yarım saat sonra John'un beni kucağına almasıyla uyandım.

W- YA NAPIYON İNDİR BENİ UYUYODUM NE GÜZEL!
J- Olmaz aşağı iniyoruz Mike seni özlemiş.
W- Özlemiş mi? *Of Mike göstericem sana*

John hızlıca aşağı indi.

M- Uyanmışsın bakıyorumm!

John beni indirdi.

W- Birileri beni özlemeseydi daha uyuyacaktım ama maalesef.
M- Napiyim sensiz yaşanmıyor.
J- OoOoOoOoOoo.
W- John yeto! Gel buraya.

Kaçmaya başladı ben de onu kovalıyordum.

J- Yine düşecen bak dur.

Yorulduğumuz için Mike'ın yanına gittik.

J- Ay bu arada ben nerde yatıcam?
W- Benimle yatar-
J- YOK YOK SİZ MIKE'LA YATIN. Ben tek uyumayı seviyorum hem.

Mike hafifçe gülümsemişti.

W- Fikrini değiştirirsen yanıma gelebilirsin.
J- Tamam hem daha gece olmadı boşver şimdi.
M- Bence de.

Mike benimle yatacaksa başka hiçbir şey umrunda değildi zaten.

Birlikte sohbet etmeye başladık.

Autumn Stars✨BylerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin