John çıktığında bağıra bağıra şarkı söylüyordu. Yanına gittik.
J- Should I stay or should I goo?!
W- Kalmalısın tabiikii.
J- Ah ben de özel bir şey yapıyorsunuzdur diye gelmedim.
M- Aslın-
W- N-NE YAPABİLİRİZ Kİ? Dİ Mİ MIKE.
M- HE e-evet ne yapıcaz ki yani?
J- Ay ne bileyim sizi shiplediğim için böyle davranıyor olmalıyım kusura bakmayın.
M- Yok yaa sorun değil, yani çok yakışmıyor da değiliz han-
W- DIŞARI MI ÇIKSAK?
J- Yine utandı.Bunu diyince yanaklarım hafif kızardı.
W- B-boşverin bu konuyu hadi gidelim.
J- Nereye?
W- Mike'la gittiğimiz bir kafe vardı oraya gidebiliriz.
J- Olurr.
W- Ben yukarıdan ceketimi alıp geliyorum.
M- Ee ben de saçımı tariyim bari.
J- Çabuk olun bekliyorum!Mike'la birlikte yukarı çıktık ve beni kucağına alıp öpmeye başladı.
W- Sanırım artık inmeliyiz.
M- Gece buna devam edeceğimize söz vermezsen bırakmam.
W- Tamam sözz çocuğu beklettik bak ayıp oluyo.Beni indirdi ve ceketimi aldım, o da saçını taradı ve aşağı indik.
J- Yılbaşına kadar gelmeyeceksiniz sandım.
W- Aa o kadar çok mu beklettik.
M- Neyse çıkalım artık.Evden çıkıp kafeye doğru yürümeye başladık, zaten çok uzak değildi.
25 dakika sonra gelmiştik. Bir masa seçip oturduk ve kekle limonata aldık.
J- Mike senin kekini de yiyebilir miyim?
M- Niye benimki?
J- Will'inkini mi yiyeyim?Bunu istemediğimi bildiği için kekinden bir parça verdi.
J- Hehe sağ ol.
M- Sen var ya çok çakalsın.
J- Aslında değilim, Will diyince akan sular duruyor.
M- O da doğru.Mike masanın altından elimi tutuyordu.
J- Hay aksi!
Biz ne olduğunu anlayamadan John masanın altına eğilip düşen çatalını aldı. Hemen ellerimizi ayırdık, bunu görmüş olacak ki tekrar masanın altına baktı.
W- Bir şey mi oldu?
J- Hayır çatalımı aldım da, el ele tutuşuyorsunuz sandım.
M- Ayh ne alaka.
W- Evet evet yanlış görmüşsündür.
J- Galiba.Yiyeceklerimiz bittikten sonra parka gittik.
John'la Mike kaçarken ben de onları yakalamaya çalışıyordum.
W- Sizi yakalic-
derken bir demire çarpıp yere düştüm. Başımı çok kötü vurmuştum.W- AAAA KAFAM!
M- Bizi yakalayamazs-Gelmediğimi fark edince etrafına bakındı.
M- John! Will'i görüyor musun?
J- Ah, şurda koş!Yanıma geldiklerinde Mike sordu.
M- İyi misin? Nasıl düştün!
W- Şu demire çarptım ama bir şeyim yok.
J- Emin misin?
W- Evet.
M- Of biz neden koştuk ki senin sakar olduğunu biliyoruz.
W- Boşverin dedim ya iyiyim sadece biraz başım acıyor o da yarına geçer.
J- Artık eve mi gitsek, hem dışarısı da soğumaya başladı.
M- İyi olur.John ayağa kalktı ve Mike da beni kaldırırken öptü.
W- Yapmasana!
diye fısıldadım.M- Ama dayanamıyoruum!
W- Eve kadar sabret.
M- Uf tamam.John bize döndü.
J- Ne konuşuyorsunuz hala hadi gidelim.
W- Geliyoruz.Yolun ortasında istemsizce söylenmeye başladım.
W- Do-donuyorumm..
J- Az kaldı, Mike seni ısıtsın.
dedi gülerek.W- Gerek yok ısındım birdenbire.
M- Yok yok üşüyondur sen.
diyip bana sarıldı ve yürümeye devam ettik.W- Seni fırsatçı.
John da yol boyunca mutluydu.
Anca eve gelebilmiştik, ben koşarak yukarı çıktım ve biraz uyumaya karar verdim. Yarım saat sonra John'un beni kucağına almasıyla uyandım.
W- YA NAPIYON İNDİR BENİ UYUYODUM NE GÜZEL!
J- Olmaz aşağı iniyoruz Mike seni özlemiş.
W- Özlemiş mi? *Of Mike göstericem sana*John hızlıca aşağı indi.
M- Uyanmışsın bakıyorumm!
John beni indirdi.
W- Birileri beni özlemeseydi daha uyuyacaktım ama maalesef.
M- Napiyim sensiz yaşanmıyor.
J- OoOoOoOoOoo.
W- John yeto! Gel buraya.Kaçmaya başladı ben de onu kovalıyordum.
J- Yine düşecen bak dur.
Yorulduğumuz için Mike'ın yanına gittik.
J- Ay bu arada ben nerde yatıcam?
W- Benimle yatar-
J- YOK YOK SİZ MIKE'LA YATIN. Ben tek uyumayı seviyorum hem.Mike hafifçe gülümsemişti.
W- Fikrini değiştirirsen yanıma gelebilirsin.
J- Tamam hem daha gece olmadı boşver şimdi.
M- Bence de.Mike benimle yatacaksa başka hiçbir şey umrunda değildi zaten.
Birlikte sohbet etmeye başladık.