Eve gelmiştim.
Hayatımda ilk kez bu kadar üzgündüm. Bunu nasıl yaptığını hala anlamıyordum. Beni sevdiğinden o kadar emin olmuştum ki.
Bir yanım ise bunun bir yanlış anlama olabileceğini söylüyordu. Ama buna pek ihtimal vermiyordum.
Ben bunları düşünürken Mike kapıyı yumruklamaya başladı bir yandan da bağırıyordu.
M- WILL KONUŞMALIYIZ LÜTFEN AÇ! HER ŞEYİ YANLIŞ ANLADIN.
Umursamadım. Bir süre sonra sesler de kesildi.
Fakat Mike'ın pencereden girdiğini fark etmemiştim. Arkamdan sarıldı, sesi çok endişeliydi.
M- Lütfen beni affet. Sana o mektuplarla ilgili bir şeyler anlatmalıyım.
W- Git başımdan! Anlatacak bir şey kalmadı. Beni sevmediğini öğrenmiş olduk.
M- Will hayır öyle değil! O mektupları-
W- İnkar etme Mike.Sustum ve o konuşmaya devam etti.
M- O mektubu ben yazmadım.
W- ÖYLEYSE KİM YAZDI MIKE!
M- Bizim sınıftan bir çocuk. Bana gıcık oluyordu. Ben de ona bayılmıyordum.
W- İyi de neden böyle bir şey yaptı?
M- Çünkü senin erkek birisine, yani bana aşık olduğunu biliyordu ve sana olan nefretini bu mektupta göstermiş.Dediklerine inanasım gelmiyordu.
W- Söylediklerinin doğru olup olmadığını nereden bileceğim?
M- Mektubun sonundaki isimden..
dedi gözleri dolarak.Islanmış kağıdın sonundaki "Mike" yazısını gösterdi.
M- Hatırlıyor musun? Sana her mektup yazdığımda mutlaka sonuna bir kalp koyardım. O zamanlar bunun nedenini anlayamıyordum ama artık o günler geride kaldı..
Haklıydı. Bana yazdığı her mektupta mutlaka bir kalp olurdu. Fakat ben bunun yarısını okuduğum için doğal olarak kalp olup olmadığına dikkat etmedim.
W- B-ben özür dilerim. Bir an gerçekten beni sevmediğini sandım.
M- Seni sevmemem için hiçbir neden yok.
W- Sana güvenebilir miyim..?Öptü, bu evet demekti.
Mike kağıdı paramparça yapıp çöpe attı. Ve yanında taşıdığı kuru gülü bana uzattı.
M- Sana layık değil ama..
W- Hayır, aksine tam da benim sevdiğim tarzda bir hediye. Bu benim için çok şey ifade ediyor. Bu aklıma seni getirecek. Ve mutlu olacağım.
M- Gülmeyi herkesten çok hak ediyorsun.O an hafifçe gülümsedim.
*ISIRIYIM MI ŞİMDİ*
M- İşte bundan bahsediyordum!
Sevinçle üstüme atladı.
W- M-Mike ne-nefes a-alamıy-
M- Oh üzgünüm.
W- Hayır değilsin şapşal şey!
M- Evet!Yorulmuştuk, yatağa uzandık. Mike elimi tutuyordu.
M- Hiç bırakmak istemiyorum.
W- Ben de.Sanki kaçacakmışım gibi sımsıkı elimi tuttu.
W- Mike buna gerek yok bir yere gitmiyorum.
M- Olsun ben önlem alıyorum.Daha sonra kolumdan tutup beni aşağı indirdi. Çocuk gibi peşinde sürüklüyordu.
W- Yine nereye gidiyoruz!
M- Boş boş evin içinde koşturacağız. Çok eğlencelii! Değil mi?
W- Kulağa hoş geliyor.Mike önde ben de arkasında bütün odaları dolanmıştık. Banyo kalmıştı gitmediğimiz.
Kapısının önüne gelince eğildi.
M- Önden hanımlar.
dedi kibarca.W- Teşekkür ederim bayım.
İçeri girdim. Sanki çok özel bir yere getirmiş gibi davranıyordu.
Ben ise aynada kendimi inceliyordum.