İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...
Astaroth, son derece rahatsızdı. Açıkçası ona verdiği zamandan çok daha erken gelmek zorunda kalmıştı. Kadının acısını hissedebiliyordu. Atmayan donuk bir kalp için bu gerçekten rahatsız etmişti. Onun acısı olduğunu biliyordu ve bu daha da kötüydü. Bu kadınla bu kadar güçlü bir bağa sahip olduğunun farkında değildi ve bundan hiç hoşlanmamıştı.
Ağlamak üzere gibi görünüyordu ve bu daha da sinirlerini bozmuştu. Onun ne zaman ağladığını görse bu ondan kaynaklıydı. Bundan hoşlanıyordu. Bir başkasının onu ağlattığını görmek hoşuna gitmemişti. Elini ileri doğru uzattı. "Anna Maria"
Kadın sanki kurtarıcısıyla karşılaşmış gibi ona doğru uzandı. Belli ki görmek uğruna koşa koşa gittiği bu yerde kalmakta zorlanıyor gibiydi. Rebekah, onun ileri uzanan elini tuttu. "Kızımı istiyorsan önce beni geçmen lazım"
Çocuklarının hiç saygısı yoktu gerçekten. Babalarına karşı nasıl davranmaları gerektiğini öğrenememişler gibi görünüyordu. Astaroth'un bedeni değişti ve bir kere daha bir iblis halini aldı. Kuyruğu hızla ileri atıldı ve onun önünde duran güruhu tek seferde bir kenara fırlattı.
O kuyruk aralarında en güçlü görünen adamın karnından geçti ve onu havaya doğru kaldırdı. "Annenize çok güvenmeyin" dedi en sonunda onun buz mavisi gözlerine bakarken. "Sonuçta o da benim kanımdan"
"Bu kadarı yeter!"
Astaroth başını çevirip kendisine doğru gelen kadına baktı. Anna Maria, kanatlarını açmış yükseliyordu. "Oyalanmanın anlamı yok" dedi sert bir sesle. "Gidelim artık"
Yine onları korumak adına Astaroth'a karşı geliyordu. Bütün bu kusurların karşısında sadece o Astaroth'u durdurma gücüne sahipti. Geçen bunca zaman boyunca cennetle savaşmıştı ve ona karşı gelecek bir tane bile melekle karşılaşmamıştı.
Kardeşleri hiçbir zaman entrikalarına onu dahil etmeye çalışmamıştı. Çünkü Astaroth, bir şekilde hepsine kendisinin en korkutucu olan olduğunu göstermeyi başarmıştı. Onların aptal oyunlarına kanmayacak kadar zekiydi.
Bütün bunlara karşılık dünyadaki bu zayıf cadı onun her seferinde karşısında duruyordu. Anna Maria, elini onun omzuna koydu. "Bırak onu, Astaroth" dedi sert bir sesle. "Oyalanmanın anlamı yok. Gitmek istiyorum artık"
Kuyruğunu silkeledi ve adam az önce oturdukları masayı kırarak yere düştü. Astaroth, kuyruğunu kadının beline sardı ve kendisine çekti. Yapmayı hiç istemediği bir şeyi onun yüzünden koşa koşa yapacaktı. Bundan hiç hoşlanmıyordu.
Anna Maria, son bir kere aşağıdaki ailesine baktı. Ardından kollarını onun boynuna doladı ve başını yaratığın omzuna yasladı. Bunu sadece onlara iyi olacağını göstermek için yapıyordu. Kendisini gülümsemeye zorladı ama ne kadar başarılı olduğunda emin değildi.
"Elveda"
Astaroth, onunla birlikte yükselirken gözlerini kapattı. Elinde olsaydı kulaklarını da tıkardı. O zaman Rebekah'ın çığlıklarını duymazdı belki ancak ne yazık ki böyle bir şansı olmamıştı.
Erkek onu o mağaraya geri götürürken Anna Maria gözlerini açmadı. Bir şekilde şu anda burada öylece durmak daha iyi gibi hissettiriyordu. Saçmaydı ama Astaroth, yıkılmaz bir kale gibi görünüyordu. Konuşmuyor olması da Anna Maria'nın daha çok işine geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANETLİ EVLİLİKLER FİNAL KİTABI- LANETLİ CADI
Fantasy. Boynuzları ve uzun dişleri, parlak simsiyah teni ve kıpkırmızı gözleriyle gerçekte olduğu iblis orada duruyordu. Tıpkı ilk gördüğü zamanki gibiydi. "Bu insan maskesini takmayı seviyor musun?" diye sordu en sonunda. Elini bir kere daha erkeğin önün...