BİR SERİNİN DAHA SONUNA GELDİĞİMİZİ BİLDİRMEKTEN GURUR DUYUYORUM... ALEXANDER VE KATHLEEN İLE BAŞLAYAN SERİ NERDEN NEREYE DEDİRTTİ RESMEN... BEN BİLE BU İŞİN BU KADAR İLERLEYECEĞİNİ DÜŞÜNMEMİŞTİM... BAŞLARDAKİ KURGUDA ANNA MARİA, IAN İLE OLACAKTI AMA SONRA ONUN İÇİN DAHA ÖZEL BİR ŞEY YAZMAM GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNDÜM...
BU HİKAYENİN İKİ BÜYÜK ÖZELLİĞİ VAR BENİM İÇİN. BİRİNCİSİ İKİ HAFTADA TAMAMLADIĞIM TEK HİKAYE OLDU. KENDİ KENDİSİNİ YAZDI RESMEN VE BİTİRENE KADAR BAŞINDAN KALKAMADIM. NEREDEYSE KOVULMAMA NEDEN OLACAKTIR :D İKİNCİSİ DE CEHENNEMİ KARANLIK VE KÖTÜCÜL GÖSTERDİĞİM TEK HİKAYE NEDENSE?
SİZLERE ANNA MARİA VE ASTAROTH İLE VEDA EDİYORUM AMA TABİ Kİ BU BİR SON DEĞİL YENİ HİKAYELERDE GÖRÜŞMEK ÜZERE...
Birkaç asır sonra...
Erkek surların tepesinden aşağı baktı. Kurak ve rezil bir manzara vardı. Yıkık dökük evler ve arabaların içlerinde yaşayan zavallı şeytanlar, alt kademelerde tutsak edilmiş işkence gören insan ruhlarının acı dolu çığlıkları yankılanıyordu. Daha da aşağı katlarda ise sadece sessizlik vardı. Donmuş buzlardan gelen delirtici sessizlik...
Kim böyle bir diyarı sevmezdi ki? Karısının neden bu manzarayı sevdiğini az çok tahmin edebiliyordu. Sonuçta kim kendine ait olanı sevmezdi ki?
Elbette ki zaman içinde değişen birkaç şey olmuştu. En azından genzi yakan sülfür kokusu yerini hafif bir elma kokusuna bırakmıştı. Bu Anna Maria'nın bilinçsizce yaptığı bir şeydi. Lucifer'a varlığını sürekli olarak hatırlatma yoluydu.
Astaroth, iki taraf arasındaki bir köprüydü. Anna Maria, her şeyden muaftı. Cehennemin bir parçası olduğu kadar ondan bağımsızdı aynı zamanda da. Lucifer'ın hiçbir şeyi onu bağlamıyordu ama aynı zamanda Anna Maria'da onu bağlamıyordu. Astaroth ise hala cehennemin bir prensiydi. Ancak aynı zamanda da Anna Maria'nın eşiydi. Bu da onu her iki tarafta da bağlıyordu ama aynı zamanda her iki tarafta da muaf kılıyordu.
Lucifer, onu cezalandırmak için bir daha kılını bile kıpırdatmamıştı. Karşısında bulacağı kadının güçlerini görmüştü ve buna gerek görmüyordu. Kardeşleri ise haset içinde hala kendi çaplarında oyun oyamaya devam ediyorlardı.
Birisi- ki muhtemelen Paimon'du- Lucifer'ın aklına Anna Maria ile eş olmanın onu kat be kat güçlü kılacağı fikrini sokmuştu. Onun ruhuna karşı açlığı sönmemiş olan Lucifer, bu fikri beğenmiş gibiydi. Ancak retten başka bir cevap alamıyordu.
Paimon elbette ki sonsuz takıntısını bırakamıyordu. Hala bir gün Astaroth'a sahip olacağı hayaline sahipti ve bunu bırakamıyordu. Astaroth ona ne kadar anlatmaya çalışsa da anlamayacaktı. Gerçi gerekte yoktu. Kendisinden anlıyordu artık. Kalplerindeki en eski arzuyla yanmışlardı ve bundan vazgeçemeyeceklerdi.
Herkes Anna Maria ile uğraşmaktan vazgeçmişti. Kimsenin buna yetecek gücü yoktu sonuçta. Ancak onların yaşadıkları her şey değişik bir bakış açısına neden olmuştu. Hayatları boyunca umurlarında hiç olmayan dünya hepsinin gözünde bir ödüle dönüşmüştü.
Mammon'un Paimon'a olan tutkusu dinmemişti ancak onun da arzuları Anna Maria'ya doğru kayıyordu. Neredeyse Agares gibi salya akıtmaya başlayacaktı. Eğer Anna Maria isterse ayaklarını bile yalayabilecekmiş gibi görünüyordu. Bu durum tabi ki Paimon'u daha da öfkelendiriyordu.
İhtiyar Agares onu uzaktan izlemeyi bir huy edinmişti. Bir gün onu yiyebileceğinin hayalini kurmaya devam ediyordu. Elbette her zaman yanında Beelzebub'da vardı ama küçük kurnaz diğerlerinden daha akıllıydı. Parçalara ayrılmak ve yanmak aklını başına getirmiş gibiydi. Anna Maria'nın yanından bile geçmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANETLİ EVLİLİKLER FİNAL KİTABI- LANETLİ CADI
Fantasy. Boynuzları ve uzun dişleri, parlak simsiyah teni ve kıpkırmızı gözleriyle gerçekte olduğu iblis orada duruyordu. Tıpkı ilk gördüğü zamanki gibiydi. "Bu insan maskesini takmayı seviyor musun?" diye sordu en sonunda. Elini bir kere daha erkeğin önün...