Bölüm 31

949 193 73
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR...  BOL KEYİFLER...

Ölmüyordu. Bayılmıyordu. Acıdan kurtulamıyordu. Her zayıf düştüğü anda acı onu yeniden uyandırıyordu. Hayır, onu uyandıran başka bir şeydi. Ancak her uyandığında Lucifer'ın mızrakları en başından başlıyordu tekrar. Ne kadar zaman olmuştu? Ne önemi vardı ki? Zayıf düşmüştü. Anna Maria'nın ruhu çoktan kül olmuş olmalıydı.

Her biri bir öncekinden daha güçlü ve daha can yakıcı şekilde devam ediyordu. Astaroth, toparlanınca ve bedeni iyileşince tekrar baştan başlıyorlardı. Başını kaldırıp baktığında hala taht odasında olduğunu gördü. Bu üçüncü kez yaşanıyordu ama kardeşleri ve Lucifer hala oradalardı.

Kimse yerinden ayrılmamış mıydı? Başını eğdi. Yerler tahmin ettiği kadar kanla dolu değildi. İyileştiği her seferinde bedenine geri dönüyor olmaları lazımdı. Aksi halde şimdiye bir damlasını bile bırakmadan onu yerlerdi.

Lucifer cezasını tamamladığında hiç şüphesiz onu kardeşlerinin önüne atacaktı. Nihai ölümü yaşamasına izin vermiyorlardı. Ancak yenmekte acı verici olurdu. En azından Agares her seferinde çok canının yandığından dem vururdu. Ah, bunu yaşamak istemiyordu. Kanında Anna Maria'nın kanı vardı. Bu onları daha da acıktırırdı sadece. O zamanda kadına doğru hamle yaparlardı.

Hala uyuyor muydu? Ruhu yanmış mıydı yoksa güvende miydi? Cehennem alevleri ona ne yapmıştı? Bayıldığında muhtemelen hem ruhunu çevreleyen mühür hem de fiziksel bedenini koruyan tuzak yok olmuştu. Artık savunmasızdı. Onu korumaya çalıştığı tek seferde bile başaramamıştı.

"Söylemek istediğin bir şey mi var, Astaroth?"

Başını kaldırıp Lucifer'a baktı. Ona ne söyleyebilirdi ki? Muhtemelen her şeyi zaten biliyordu. Biliyordu ama anlamıyordu. Anna Maria onun sözlerini anlardı. Hatta söylemediği şeyleri bile anlayabiliyordu. Bunu nasıl yaptığını hep merak etmişti.

"Sen çocuklarım arasında en parlak olanıydın" dedi Lucifer en sonunda ayağa kalkarak. "Güçlü, zeki ve kendinden emindin. Bir gün bu tahtın senin olması gerektiğini düşünmüştüm hep oysaki beni hayal kırıklığına uğrattın"

Ağzından hırıltıya benzer bir gülme sesi çıktı ve başını öne eğdi. "Tahttan vaz geçemezsiniz" dedi zorlukla. Sesi de pek çıkmamıştı ama onun kendisini duyduğunu biliyordu. "Sonsuz tek krallığınızı bırakamazsınız. Cennet peşinize düşer"

Gerçekten de Lucifer'ın bu diyarı o kadar da sevdiğini sanmıyordu. Bu diyar nefret, acı, yamyamlık ve entrikayla doluydu. Bir meleğe yakışmayacak her şey vardı burada. Ama o buraya hapisti. Sabah Yıldızı, burayı terk ettiği anda bütün günahlarının bedelini ödemek zorunda kalırdı.

Cennetin sadık askerleri o günü sabırla bekliyorlardı. Bu yüzden Lucifer tahtını bırakamazdı. Bu yüzden cehennemden dışarı bir adım bile atamazdı. Yüce krallarını bile tutan bir şey vardı sonuçta.

"Sana baktığımda kendimi görüyorum" dedi Lucifer ona doğru yürüyerek. "Belki de sevgili babacığımda benim ihanetimi gördüğünde aynen böyle hissetmişti. Bu bir karma sevgili evladım. Sen benim karmamsın"

O laflar ona hiç yakışmıyordu. Lucifer'ın zerre umursamadığını biliyordu. Kime oynuyordu ki bu tiyatroyu. Agares'e mi? Mammon'a mı? Ammon'a mı yoksa Paimon'a mı? Kimse önemsemiyordu bile.

Başını taşımakta bile zorlanıyordu. Ağzındaki kanı tükürdü yere. Lucifer, belli ki fark etmişti ki erkeğin saçlarından tutup onu geri doğru çekti ve kendisine bakmaya zorladı. "Sessizliğin sana bir şey kazandırmıyor, Astaroth" dedi öfkeli bir fısıltıyla. "Bu numaralar kardeşlerinde işe yarayabilir ama bende yaramaz"

LANETLİ EVLİLİKLER FİNAL KİTABI- LANETLİ CADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin