Gwacheonda her zamanki gibi bir gündü. İnsanların iş için koşuşturması, okuldan gelen öğrencilerin eve erken gidebilmek için hızlı hızlı ilerlemesi, kimsenin umursamadığı broşür dağıtan bir kaç insan.
Seokjin kendine kağıt uzatan kadına bakmadan hızlı hızlı yürümeye devam etti. O kadının elinden kağıdı alması hayatında hiç bir şeyi değiştirmeyecekti ama almak istemiyordu. Kağıt bile bir yüktü, akınlarda bir çöp kovası bulana kadar onu taşıyamazdı.
Havanın bu kadar parlak olmasından nefret ediyordu. İlk baharın etkisiyle kiraz ağaçları yaprak döküyor çok güzel bir görüntü sunuyordu fakat Jin asla bu görüntüye hayran olacak biri olmamıştı.
Seokjin yaşıyor muydu ki?
Hiç bir zaman doğanın güzelliğine odaklanabilecek biri olamamıştı. Öyle bir hakkı yoktu.
Girdiği sokakla adımlarını biraz yavaşlatıp apartmanlarına baktı bir kaç saniye. Gitmek istemiyordu, o eve adımını atmak istemiyordu ama annesi...
Tekleyen adımları yeniden hızlanmış, binanın içine girmişti.
Tek sebep annesiydi.
Asansöre girer girmez katın tuşuna basıp kapının kapanmasını bekledi. Koridorda asansörü durdurması için ona seslenen birini görmüştü ama umursamadan kapının kapanmasını için tuşa bastı. Kimseyle aynı ortamda bulunmak istemiyordu.
Ki muhtemelen o adam işten yeni çıkmıştı ve bir şekilde hemen eve gelme derdindeydi.
Korede herkes çok çalışırdı. Bir ev için, mutlu bir aile ve başarı için. Başarılı olurdu insanlar, bir evleri de olurdu fakat mutlu olabiliyorlar mıydı?
Bütün hayatları bir yarış iken kim mutlu olup pervasızca hayatını sürdürüyordu ki? İki grup insan vardı Korede. İlk grup mutlu ve başarı dolu bir hayat için çalışan insanlar, diğeri ise Tanrının ışığı altında öldükten sonraki hayatını güzelleştirmeye çalışan insanlardı.
İlk grubun bildiği tek şey vardı.
' Giysilerin de kanatları vardır. '
Giydiğin kıyafet ne kadar güzel ve etkiliyse seni o kadar yükseğe çıkarırdı. Forma giyiyorsan en iyi okulun forması, çalışıyorsan en iyi şirketin altında, doktorsan en iyi hastanenin önlüğü...
Bir balıkçıysan bile iyi bir balıkçı önlüğüydü her şey.
İnsanlar başarısız olanları yerden yere vurmuyordu bile. Başarısız olan vasıfsız ve görmezden gelinmesi gereken insanlardı.
Herkes çalışmalıydı.
Çalışmayan insan tembel ve vasıfsızdı.
İkinci grupta tamamen Tanrı için yaşayan insanlar vardı. Bütün hayatını Tanrıya adamış bu insanlar diğerlerini kınayarak Tanrıya dua ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
intertwine | jinkook
Fanfictionyou are my lullaby #topjungkook #bottomjin #jinkook Jinkook 1. 04/02/23 Jinkook 1. 13/05/23