one's heroic

229 33 58
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_

Lokmalar birer birer boğazından geçtikçe kaşları daha çok çatılıyor, günler sonra yiyebilmek için yalvardığı yemeği cehennemde yiyebildiği için garip hissediyordu. Jimin ve Jungkook karşısına oturmuş, ona sanki kırılacak kadar narin bir şeymiş gibi bakıyorlardı. Seokjin ikisine aynı anda nasıl sahip olabildiğine emin değildi, belki de cehennem o kadar kötü bir yer değildi?

Yıllar boyunca yalnızca evden kurtulabilmeyi dilemişti. Yalnızca babasından ve onlarca aptal insandan uzaklaşmayı dilemişti. Dileği gerçekleşmişti fakat hayat onunla dalga geçiyordu. Çok istediği dileği gerçekleştirmek için Seokjin'in sahip olduğu, kalbini verdiği tek insanı ondan almışlardı.

Sorun değildi. Seokjin bunun üstesinden gelebilmişti, Jimin ona yardımcı olmuştu.

Jimin...

Şans eseri tanıştığı, hayatını yeniden düzene sokan, gülünce gözleri kaybolan arkadaşı. Seokjin Jimin için arkadaş tanımının bazen az kaldığını düşünüyordu. Jimin yalnızca arkadaşı değildi. Jimin ailesiydi, sığınacak mağarası, gölgelenecek ağacıydı. Jimin yorulduğu zaman sırtını dayadığı duvar, asla onu bırakmayacağından emin olduğu yakışıklılığıydı.

Jimin Seokjin için bir çok şey ifade ediyordu. 

O altı gün boyunca çığlıklar atarken, Jimin'in adını sayıklarken kim bilir diğeri ne kadar endişelenmişti? Kim bilir Seokjin öldüğü için ne kadar ağlamıştı? Ağlamıştı değil mi, o kadar çok ağlamış olmalıydı ki Tanrı ona acıyıp Seokjin'in yanına getirmişti.

Diğerinin kızarmış gözleri, günlerdir uyumadığı ve yemek yemediği belli olan yüzüyle içi acısa da gülümsedi. Jimin onu son kez görüyordu, bol bol gülümseyecekti. Yüzünün ne kadar berbat bir halde olduğuna dair hiç bir fikri yoktu. Görüş alanı sınırlıydı, çoğu zaman verilen ağrı kesiciler yüzünden uykusu ağır basıyordu.

Fakat uyumuyordu.

Uyumak istemiyordu, yanı başında en değer verdiği iki insan varken uyumak istemiyordu. Uyandığında yeniden ateşler içinde kıvranıyor, çığlıklar saçacaktı etrafa. Her zamanki gibi kimse onu duymayacak, o acı çığlıkları atarken yalnız olacaktı.

intertwine | jinkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin