not all alone

447 69 146
                                    

bu bölümü yazmak için kendimi o kadar zorladım ki resmen bölüm yazmak için watty okumayı bıraktım lksdhflkhdskldk az önce son bir bölüm daha dedim ve bitince öyle yazmaya başladım bir yandan okuyucu olup  bir yandan yazmak zor oluyor bir hafta tat...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu bölümü yazmak için kendimi o kadar zorladım ki resmen bölüm yazmak için watty okumayı bıraktım lksdhflkhdskldk az önce son bir bölüm daha dedim ve bitince öyle yazmaya başladım bir yandan okuyucu olup  bir yandan yazmak zor oluyor bir hafta tatilimiz var çok şükür bütün tatil watty bizimle!!!

keyifli okumalar dilerimm

not: seokjin yerim seni şapşik adam

Seokjin gelen müşterilere gülümserken hesabı alıyor, para üstünü veya kartlarını geri verdikten sonra her şeyin düzgün gittiğinden emin oluyordu. İşe başlayalı üç haftaya yakın olmuştu ve her şeyi biliyordu.

Yunho ona alışması için zaman tanımış, garsonluğa o geçmişti. Arada Seokjin ona yardım etmek için gidiyor, bazen de korktuğu için Yunhonun acı çekişini izliyordu. Yunho alışmışa benziyordu, o yüzden garip insanları rahatlıkla atlatıyordu ama Seokjin kelimelerin boğazına dizilmesine engel olamıyordu.

Ayrıca Jiminle her şey oldukça iyi gidiyordu. Bir keresinde Jimin kestiği patateslerle yeniden dalga geçince küsmüşlerdi ama onun dışında hiç bir şey olmamıştı.

Hayatı uzun zaman sonra huzurlu ve sessiz gidiyordu. İstediği şeyleri almaya başlamıştı bile. Sonuçta maaş alacağı için elindeki parasından azar azar harcayabilirdi. 

Jimin Seokjine hoş geldin hediyesi barbieli duvar saati almıştı. Seokjin de bunun karşılığı olarak Winxli nevresim takımı almış, ikili gülse de kullanmaya devam etmişlerdi.

Seokjin her sabah kalktığında gördüğü saatle gülümsüyor, Jimin ise yatağını toplarken arada kahkahalara boğuluyordu. Oldukça iyi anlaşıyorlardı sanki birbirleri için yaratılmış gibilerdi.

Jimin arada evlenme teklifi ediyor, Seokjin nazlı moduna girip reddediyor, bazen kabul ediyordu. Bir kaç dakika sonra da birbirlerinden nefes aldıkları için boşanıyorlardı.

Üç hafta böylesine eğlenceli ve huzurlu geçmişken Seokjin hayatının düzelebileceğine dair umutlanmaya başlamıştı. Babasından hiç bir haber yoktu. Öğrenmek için çabalamamıştı, kimden öğrenecekti ki zaten?

Fakat yarın sınav sonuçları açıklanınca annesinin küllerinin olduğu yere gidecekti. Kazanırsa övünecek, kazanamazsa da Jimin hakkında övünecekti.

Annesi onun en çok övünmesini severdi. Seokjin önceden olmayan şeyler hakkında övünürdü ama artık bir arkadaşı vardı.

Arkadaş.

Bu kelime içini kıpır kıpır ediyor, gerçekten mutlu olup olmadığını sorgulatıyordu. Fakat sorgulama anında bile aklına gelenlerle gülüyordu. Jiminin en başta kendisine yürüdüğünü düşünmüştü ama zaman geçtikçe Jiminin sadece flört etmeyi seven bir insan olduğunu anlamıştı. Seokjin de flörtlere karşılık verince Jimin daha rahat davranmaya başlamıştı.

intertwine | jinkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin