glass of love

217 23 12
                                    

Hafif rüzgar esintisi yüzünden yorganın dışında kalan kolu üşüyordu fakat o kadar rahattı ki kolunu yorganın altına sokacak enerjiyi harcamak istemiyordu. Kolu uyuşsa bile muhtemelen kıpırdamazdı çünkü bu konforlu duruma bir daha gelebileceğinden emin değildi.

" Ne zaman uyanırsın tahminen? " perdelerin çekilme sesi ve ona eşlik eden bıkkın sesle beraber gözleri kapalı bir şekilde gülümsemiş, diğerinin varlığına alıştığı için uzanmaya devam etmişti. İlk günlerde ara sıra uyanıp Seokjin'in yanında olup olmadığını kontrol ediyor, diğerini gördüğü her an dudaklarından rahatlıkla bir nefes dökülüyordu.

Fakat şimdi diğerinin varlığından emin ve mutlu bir şekilde gülümsemek onun için bir alışkanlık olmuştu.

" At gibi sırıtacağına kalk da kahvaltıya yardım et. " duyduğu ikinci sesle gözleri hızla aralanmış, kapısına yaslanmış bir şekilde ona iğreltiyle bakan bedene bakmıştı.

" Bunun ne işi var burada? " bıkkınlıkla gözlerini yeniden kapatmış, Seokjin ikilinin her zamanki tavrıyla göz devirip diğerinin yerdeki kıyafetlerini kafasına fırlatmıştı.

" Kalk, şu odayı topla sonra da kahvaltıya gel. Oyalanma, hadi! " Jungkook diğerinin bağırmasıyla yerinde sıçramış, ona ciddi bir ifadeyle bakan beden yüzünden iç çekip yataktan kalkmıştı. Odaya baktığında her yerde Seokjin'in eşyaları olduğunu bilse de bunu sorun etmemiş, diğerinin dediği gibi odayı toplamaya başlamıştı.

Seokjin hastaneden taburcu olalı iki ayı geçmişti. Diğeri ne kadar psikolojik yardım alıyor olsa da pek de ihtiyacı olmadığını söylemiş ve randevu sayılarını azaltmıştı. Seokjin ile ilgilenen psikolog da bunu onaylamış, diğerinin gayet iyi bir durumda olduğuna kendisinin de şaşırdığını belirtmişti.

Evet, Seokjin oldukça iyiydi. Hala tek başına dışarı çıkamıyor olsa da Jungkook'u sürekli peşinden dışarı sürüklüyor, Jungkook işte olduğu ve çıkamadığı zaman Jimin ile bütün gün para harcamaktan çekinmiyordu.

Diğeri tek başına yüksek bir maaşla yaşadığını için bunca zaman harcayamadığı paraları şimdi harcıyordu. Bu yüzden Jungkook'un odasında bir sürü eşya ve kıyafet dağınık bir şekilde duruyordu.

Ah, bir de çift kişilik kocaman bir yatak.

Jungkook kendi yatağının karşısında olan yatağa kısılı gözleriyle bakmış, elindeki kıyafetleri giyinme odasına yerleştirdikten sonra sert bir şekilde yatağı düzenleyip küfretmekten çekinmemişti.

Seokjin çok yakınlığın iki ' ev arkadaşı ' için sıkıntı olduğunu vurgulamış, yatağı sığdırabileceği başka oda olmadığı için Jungkook'un odasına kocaman bir yatakla gelmişti. Jungkook bu yatağın diğerinin eski evinden olduğunu biliyordu. Seokjin yatağı gelmeden günler öncesinde yatağını övmeye başlamıştı çünkü.

Her gece diğerinin kokusunu içine çekerek uyumayı düşünen biri için o yatak büyük bir düşmandan başkası değildi.

Ara sıra Seokjin'in yatağında uyuyor numarası yapsa da diğeri acımayıp onu yataktan kaldırıyor ve yerine yatmasını söylüyordu.

Tanrı aşkına bu adil değildi! Seokjin hemen yanındaydı ama ona dokunamıyor, sarılamıyor veye kokusunu içine çekemiyordu.

" Hadi Jungkook! " duyduğu bağırışla gözlerini yataktan çekmiş, elini yüzünü yıkamayı unuttuğunu fark ederek banyoya koşturmuştu. Diğerinin bütün gün ona emir yağdırmasını bile özlemişti...

Jungkook da tedavi almaya başlamıştı tabii. Seokjin eğer tedavi görmezse kendisine ayrı bir ev tutacağını söylemişti. Bir manyakla yaşamak istemediğini açık bir dille söylemiş, Jungkook'un birazcık kırılmasına sebep olsa da sonrasında cam silme sesiyle beraber gülmüş ve şaka yaptığını söylemişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 08, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

intertwine | jinkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin