nice and easy

466 64 82
                                    

 - - -

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 - - -

Seokjin karşısındaki adamın ağzından çıkacak tek bir kelimeye umutla bakarken dudağını ısırdı. Bu geldiği on birinci restorandı. Eğer bu restoran da reddederse başka bir mahallede bakmaya başlayacaktı. Bütün mesafeleri yürümek zorunda olması umurunda değildi. Acıkınca bulduğu bir markete girmiş, bir paket ramen yedikten sonra restoran aramaya devam etmişti.

Keşke Jimine sorsaydı çıkmadan önce fakat ona da yük olmak istemiyordu. Ne kadar parasını veriyor olsa da sonuçta ona evini açmıştı.

Adam karşısındaki umutlu çocukla iç çekip başını salladı.

" Tamam, yarın başla. " Seokjin şokla başını kaldırırken adam çocuğun gözündeki parıltılarla gülümsedi. Kim bilir kaç kişinin ağzından bu cümlenin çıkmasını beklemişti zavallı çocuk.

" Teşekkür ederim. " dedi Seokjin hızla adamın karşısında eğilirken. Adam çocuğun sırtını patpatladıktan sonra masanın üzerindeki cv'yi alıp mutfağa geçmişti. Seokjin gülümseyerek ne  yapması gerektiğini düşünürken kendine seslenen bedenle yanına döndü.

" Numaranı bana ver istersen ne zaman geleceğini falan mesaj atarım. " Seokjin kasanın yanında duran uzun boylu gence kısa bir bakış attı. Seokjinden çok büyük durmuyordu ama ondan daha iyi olduğu kesindi. Siyah saçları alnını kapatacak şekilde taranmış, üzerindeki pembe gömlek ve altındaki kahverengi pantolonla oldukça tatlı görünüyordu.

Seokjin onun isimliğine bakıp içinden mırıldandı.

' Yunho. '

" Teşekkür ederim. " dedi zorlukla gülümseyip kendine uzatılan telefona numarasını yazarken. Yunho gülümseyip çocuğun temastan nasıl kaçındığına baktı.

Restorana girer girmez fark etmişti insanlarla anlaşamadığını. Bu yüzden onu işe almamalı gerektiğini düşünmüştü ama çocuğun terli ellerine bakarsa çabaladığı anlaşılıyordu.

" Üniversite için mi geldin? " dedi Seokjini ürkütmemek adına kibar bir sesle. Seokjin adama telefonunu uzatıp başını salladı.

" Evet. " ne diyeceğini bilemeyerek bir kaç saniye etrafa bakındı. Yunho çocuğun bu hallerini tatlı bularak eğildi.

" Görüşürüz o zaman. " Seokjin de ona karşılık eğilip hızla ayrıldı restorandan. Çığlık atarak etrafta zıplamak istiyordu fakat onun yerine yüzüne kondurduğu hafif tebessümle yürümeye başlamıştı.

Tanrı aşkına iş bulmuştu!

Uzun zaman sonra ev bulmak dışında olan ikinci güzel şeydi.

Belki de kendi ayakları üzerinde durmanın bir yolunu bulacaktı. Annesinin istediği gibi bir yaşam sürdürecekti.

-

Seokjin mutfakta yine yemekle savaşıyorken Jimin sessizce girmişti içeri. Tarifteki adama sçverek yemek yapan Seokjini görünce gülmemek için dudağını ısırarak odasına adımladı. Önce duş alması gerekiyordu. Anladığı kadarıyla Sekjin kokulara hassastı.

intertwine | jinkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin