Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Korku midenizi alt üst edebilirdi; elleriniz tir tir titrer, ağzınızdan bir kelime bile çıkaramayacak duruma gelirdiniz. Yardım çığlıkları atar, yerinizde küçülebileceğiniz kadar küçülürdünüz. Korkuydu insana bunları yaptıran evet, fakat insan düşünmüyor da değildi.
Korkmamızın sebebi gücümüzün yetmeyecek olması değil miydi? Karşılaşmaya, tepki vermeye, üstesinden gelmeye gücümüzün yetmemesi değil miydi? İnsan bir çok şeyden korkardı; kimisi başaramayacağından, kimisi insanları kaybedeceğinden, kimisi de bir böcekten korkardı.
Gücümüz yetmediği için mi korkardık onlardan? Yetersiz kaldığımızı, üstesinden gelemeyeceğimizi düşündüğümüz için mi korkardık? Güçsüz olduğumuz için utandığımızdan mı küçücük kalırdık yerimizde? Utancımızdan mı kapatırdık gözlerimizi?
Jungkook önündeki kağıda ve kameraya bakmamak için gözlerini sımsıkı kapatmış, yumruklarını sıkıca sıkmıştı. Kafasını kaldırıp diğerinin bakışlarıyla karşılaşmak istemiyordu. Nasıl bakıyordu Seokjin?
Acı mı vardı gözlerinde, Jungkook böyle bir şey yaptığı için canı mı yanmıştı? Sinirli miydi, diğeri bu kadar aptal olduğu için sinirli miydi?
Acıyor muydu ona? O yüzden mi geldiğinden beri ona iyi davranmış, yemek bile yapmıştı? Hangi duyguyla parlıyordu Seokjin'in badem gözleri? Jungkook o bakışların altında ezilmekten korkuyordu işte, diğerinin söyleyeceği şeylerin altında ezilmekten korkuyordu.
Fakat bakmasına gerek kalmamıştı. Kucağında sımsıkı yumruk yaptığı ellerin üstünü nazik ve sıcak bir el kavramış, yumuşakça okşamıştı diğerinin elini. Güven vermek istiyor gibiydi, sorun yok der gibiydi Seokjin'in dokunuşu.
Gerginliğinden olsa gerek onun da elleri titriyordu.
' Tek korkan sen değilsin. ' diyordu elleri Jungkook'a. Titreyen elleri bir ritim tutturur gibi Jungkook'un elinin üstündeyken ' sorun yok ' diyordu. Sanki daha bu sabah ona bu kadar korkak olduğu için bağırıp çağırmamış gibi şimdi bir şey olmadığını söylüyordu sıcaklığı.
