Garipti.
Eski sevgilinin şimdiki eşiyle bir masada oturmak, onunla sohbet etmek hayatında tattığı en garip şeydi. O kadar gergindi ki etraftaki insanlar bile umurunda değildi şuan. O insanlardan biri Hoshi olabilir, bir anda herkesin içinde onu öldürebilirdi. Yeniden saçlarından tutar onu yere fırlatır, vücudunun kan içinde kalmasını sağ-
" Seokjin, iyi misin? " Jimin'in endişeli sesi ve bacağında hissettiği elle titrek bir nefes vermiş, bunca zaman nefesini tuttuğunu fark etmişti. Seokjin ara sıra gidip geliyordu. Jimin biliyordu bu yüzden bu konuda daha sakindi fakat Hyejin diğerinin yaklaşık iki dakikadır nefesini tutarak büyüttüğü gözleriyle bir yere bakması sonucunda endişelenmişti. Jimin Hyejin'İn bakışlarını görünce şaşırsa da bir şey dememişti.
Bu kadın kimdi? Jungkook'un eşiydi değil mi? Bunu her dakika kendine hatırlatmak zorunda kalıyordu çünkü Hyejin sürekli Jungkook'un Seokjin'i ne kadar çok sevdiğinden bahsetmişti. Rahatsız olmuyor muydu? Jimin kendini Hyejin'in yerine koyamıyordu bile. Taehyung eğer eski sevgilisinden sürekli ona bahsetse ve onun resimleriyle odasını doldursaydı Jimin Hyejin gibi tepki vermezdi. Jimin Taehyung'un böyle bir durumda nefes alabileceğini sanmıyordu. Diğerini boğduğundan ve bir daha o kişiden bahsedemeyeceğinden emin olurdu.
" Oh? " Seokjin'in soru sorar gibi bakmasıyla Jimin gülümsemiş, başını iki yana sallamıştı. Diğeri her daldığında aynı şeyi yapıyordu o yüzden Seokjin anlamış olmalıydı.
" Ah, üzgünüm. " diye mırıldandı titreyen ellerini bacaklarının arasına sıkıştırırken. Hyejin Seokjin'e anlayışlı bir bakış atmış, ardından yeniden arkasına yaslanmıştı.
" Seokjin, kendime verdiğim bir söz var. Ne biliyorsam, Jungkook'la ne yaşadıysam hepsini sana dürüstçe anlatacaktım. Şuan anlatmak istiyorum, daha fazla kendi düşüncelerinde boğulma istiyorum olur mu? " Seokjin duyduğu teklifle başını kaldırmış, kendisine nazikçe bakan bedenle ne diyeceğini bilememişti.
Ah, keşke kafasındaki düşünceler gerçekten dağılabilseydi. Keşke biraz da olsa kendini rahat ve güvende hissedebilseydi. Kafasında o kadar düşünce o kadar ihtimal vardı ki ne düşündüğünü bile bilmiyordu. Sadece dalıyor, dünyadan soyutlanıyordu. Evet düşünüyordu ama neyi düşündüğünü bilmiyordu. Sanki dakikada bir biri kulağına kulaklık takıyor, gözleri yalnızca bir yeri görmesi için sabitleniyordu. Transa girmekti sanırım bu, garip bir histi ama her şeyden uzaklaşabilmek güzeldi de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
intertwine | jinkook
Fanficyou are my lullaby #topjungkook #bottomjin #jinkook Jinkook 1. 04/02/23 Jinkook 1. 13/05/23