torturous

293 46 122
                                    

bol bol yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar dilerim hepinize 

bol bol yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar dilerim hepinize 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_

you'll be the saddest part of me

a part of me that never be mine

_

Seokjin uyandığında hava hala karanlıktı. Bir kaç ez yatağında gerinmiş, ardından duvardaki saate kısık gözleriyle bakmıştı.

Saat henüz ikiyi gösteriyordu. Yani uyuyalı henüz bir kaç saat olmuştu. Fakat bir kere uyandıktan sonra uyuyamadığını da biliyordu.

O yüzden Jiminin uyuma ihtimaline karşı sessizce kapısını açmış, esnerken neredeyse yırtılacak olan ağzıyla kendine gülmüştü. İnsan gülecek bir şey arıyor ise her şeye gülüyordu. Jimin onu güldürmek için ne kadar çabalasa da Seokjin onun dediği hiç bir şeye gülmüyor, kendi aklına gelen küçük şeylerle kıkırdıyordu.

Diğerini son zamanlarda çok yorduğu için sessizce mutfağa geçecekken Jiminin açık kapısını gördü. Diğeri kapısı açıkken uyumayı sevmezdi o yüzden şaşırmıştı. Muhtemelen çok yorgun olduğu için fark etmemişti. 

Parmak uçlarında Jiminin odasına adımlamış, kapıyı kapatmak için uzanmıştı fakat odanın içinde kimseyi görmeyince kaşları daha da çatıldı.

" Jimin? " diye seslendi anlamayarak. Banyodan da hiç bir ses gelmeyince bir kaç dakika kapının önünde dikilmiş, nerede olduğunu sorgulamıştı. Ardından hızla odasına ilerleyip telefonunu aldı.

Kendisiyle uzun zamandır ilgilenen arkadaşının başına bir şey geldiği düşüncesi tüylerini ürpertiyordu. Muhtemelen abartıyordu, Jimin Taehyungla buluşmaya gitmiş olmalıydı. 2 hafta boyunca ikiliyi hiç yan yana görmemişti.

Doğru ya Jimin onunla ilgilenmekten başka bir şey yapmamıştı ki.

Açtığı telefonu yatağına geri bırakıp iç çekti. Eğleniyor veya uyuyor olabilirdi onları rahatsız etmek istemiyordu. Jimin gidecek olsa bile onun uyumasını bekleyip gitmişti. Arayıp rahatsız etmemesi gerekirdi.

O yüzden odasından çıkmış, kendini koltuğa atıp kumandaya uzanmıştı. Belki izleyecek bir şeyler bulursa yeniden uyuyakalabilirdi.

Sonunda bir film bulduğunda mutfaktan atıştırmalık bir kaç şey almış, odasından da battaniyesini getirip uzanmıştı. 

Ara ara aklı filmden kaysa da odaklanmaya çalıştı.

Doğrusu gördüğü yakışıklı oyuncuyla Jungkoooku karşılaştırmaktan filme odaklanamamıştı. Çiftin aşk hayatı ile kendi aşk hayatını yan yana koyuyor neden böyle olduğunu sorguluyordu. Acaba Jungkooku arasa mıydı?

intertwine | jinkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin