time is a lie

228 36 133
                                    

yine 4.5k'lık bir bölüm ah.. ellerim kopacak şimdi

_

Senden kalan en acılı izimi dahi yakıp kül ediyorum

Uçup gitmesine izin veriyorum

Şayet olsa dahi, hiç bir şeyim yokmuş gibi davranıyorum

_

" Bu kim? " kadın kendisine yöneltilen soruyla yalpalayarak yürüyen bedene dönmüş, ardından yanındaki bedene hafifçe yaklaşıp fısıldamıştı.

" Seokjin-shi var ya, Bay Choi'nin sevgilisi. Onun arkadaşı işte, sürekli gelip giderdi ama son zamanlarda gelmez olmuştu. " diğer kadın anlayışla başını sallamış, asansörün tuşunu zar zor bulan bedene bakmışlardı.

" Niye bu kadar içmiş ki? " dedi kadın çatık kaşlarıyla. Hoshi şimdi de asansörden içeri giremiyor, yere düşmemek için duvardan destek alıyordu.

" Bilmiyorum ama umarım asansöre kusmaz. " kadının yüzünü buruşturarak söylediği şey ile diğeri gülmüş, Hoshi sonunda asansöre binip yukarı çıkmıştı. İkili yukarı çıkan bedeni umursamayıp işleriyle ilgilenmeye devam etmiş, ara sıra gelen sakinleri karşılaşmışlardı.

Seokjin'in binaya girmesiyle ikisi heyecanla gelen bedene bakmış, saygıyla eğilmişlerdi. Seokjin her zamanki gülümsemesini sunsa da yorgun olduğu belli bir şekilde konuşmaktan kaçınmıştı. Çalışanlardan biri panikle seslenmiş, misafirinin olduğunu söylemişti. İkili Seokjin'in yüz ifadesindeki değişimi, diğerinin gerilmesini çattıkları kaşlarıyla izlemişlerdi. Seokjin sessizce yukarı çıkınca ikili birbirine bakmış, sessiz bir anlaşmaya uyar gibi hızla diğer asansöre gitmişlerdi.

Asansörün gelmesini beklerken ikisi de meraklı olmalarına gülmüş, ayaklarındaki topukluları yere vurmaya başlamışlardı. Sonunda gelen asansörle ikili büyük bir heyecanla Seokjin'in katına basmış, meraklarını dindirecekleri için büyük bir sevinç duymuşlardı. Choi Yeonjun'un sevgilisi ve bir aydır görüşmediği yakın arkadaşı elbette ilgi çekici bir konuydu. Hele ki medya için.

Asansör kata gelince inmişler, Seokjin'in kapısını kapalı bulunca topuklularını çıkarmışlardı. İkili parmak uçlarında yürürken biri çoktan telefonunu çıkarıp videoyu başlatmış, ikilinin konuşmasının koridorda yankılanmasını beklemişti. Fakat yalnızca küçük küçük sesler geliyor, zar zor duyabiliyorlardı. İkisi de bu duruma göz devirmiş, ardından sakince dinlemeye devam etmişlerdi.

Duydukları cam sesiyle ikisi de yerinde sıçramış, şaşkınlıkla birbirlerine bakmışlardı.

" Yanlışlıkla mı düştü ki? " dedi biri kuşkuyla. Diğeri endişeli bir şekilde yutkunmuş, videoya devam etmişti. Seokjin çok tatlı bir insandı, zengindi, yakışıklıydı. Onu sevmemeleri için hiç bir neden yoktu. O yüzden endişelenmeleri normaldi.

" Kiminleydin dedim!? " Hoshi'nin yüksek sesiyle Seokjin de bağırmaya başlamış, ardından evde büyük bir gürültü duyulmuştu.

" Polisi ara çabuk. " dedi kadın panikle. Diğeri anında polisin numarasını tuşlamış, yeniden yankılanan kırılma sesiyle elleri titremeye başlamıştı. 

" Tanrım, sen onu koru. " diye fısıldadı videoyu çeken kadın panikle. Eve girseler bile zarar görmekten korkuyorlardı, o yüzden görünmeyecekleri bir yere geçmişlerdi. Şimdi Seokjin'in kapısı görüş açısını kaplayan tek şeydi. Diğeri için içlerinde büyüyen endişe sessizlikle daha da büyümüş, panikle birbirlerine bakmıştı. Diğer kadın çoktan polisle görüşmeye başlamış, sesini olabildiğince alçak tutmaya çalışıyordu.

intertwine | jinkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin