merhabaa, bol bol yorum yapmayi ve oy yapmayi unutmayin keyifli okumalar dilerimm
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
' and that's why night after night ı'll loving you right '
İki insanın sevgisi ne kadar sürebilirdi en fazla? İki kişinin birbirini onca zaman geçse bile hala seviyor olmaları nasıl mümkündü? Efsanelerde, masallarda anlatıldığı gibi miydi aşk?
Ne kadar acı veriyor olsa da, ne kadar canına kıymak istemene neden olsa da aşk nasıl bir duyguydu? Kalbini hızlandıran, vücudunu ısıtan ve ruhunu rahatlatan bu duygu neden bu kadar önemliydi? Yaşattığı bütün bu karmakarışık duygular aşık olmanın bedeli miydi? Ne kadar uzun sürerse sürsün, ne kadar acı çekersen çek asla ruhundan silemediğin bir leke gibiydi aşk.
Bunun yanında sevgi de vardı. Bir insanda huzuru bulabilmek, onu gerektiğinde kendinden daha önemli görebilmekti. Hayatı boyunca baba sevgisi görmemiş, annesini kaybetmiş Seokjin'in ilk tanıştığı kişiydi sevginin tanımı.
Gülünce gözleri kaybolan, her ay saçını farklı bir renge boyanan minik civciviydi. Kendi sorunlarının içinde boğulurken her şeyi görmezden gelip sadece Seokjin'e yardım etmek için çabalayan Jimin'di. Kendi sorunlarında boğulmayı umursamamış, çırpınmayı bırakıp diğerini yukarı çekmeye çalışmıştı.
Seokjin Jimin'e hayatını borçluydu. Bütün hayatı bir acıdan ibaretken öylesine yoldan geçen biri bütün hayatını değiştirmişti. Jimin ona özgüven vermiş, kendi ayakları üzerinde nasıl durabileceğini göstermişti. Hiç bilmediği bir şehirde onu yeniden yaratmıştı, yıkıldığında da yeniden birleştirmek için çabalamıştı.
Seokjin hayatında bir tane değerli insan vardı. Yaşadığı o şehirde annesi dışında kimsede huzur bulmuyor, kimseyle nefesi kesilene kadar gülemiyordu. Fakat annesi giderken ona birçok mucize hediye etmişti. Seokjin'in hayatı o kadar değerli bir hal almış, o kadar güzel insanlarla tanışmıştı ki bunun annesinin mucizesi olduğuna emindi.
Bu yüzdendir ki ne kadar iğrenç bir durumda olursa olsun bir an olsun ölümü düşünmemişti. Açlıktan ve susuzluktan kafasını kaldıramayacak haldeyken, kafası birini öldürebilecek kadar uçmuşken bile ölümü düşünmemişti.
