Bölüm 27: Tehdit

27 3 0
                                    

Lütfen oy vermeyi ve bana destek olmayı unutmayın! Her bir yorumunuz benim için ayrıca kıymetli. Keyifli okumalar.

**

Soyunma odasının önüne geldiğimizde elini elimden çekmedi. Kapıdan içeri girmeye ve elini bırakmaya çalıştım ama inadı inattı.

"Bırak da üstümü değiştireyim." Küçük bir çocuğun şeker peşinde koşturmasını andırıyordu hareketleri. Sevimliliği yüzümü güldürüyordu.

"Ama ben bırakmak istemiyorum." dedi beni kendine çekip bir elini belime yerleştirirken.

Başımı göğsüne yasladım ve sanki dans edermişçesine olduğumuz yerde sallanmaya başladık.

Kulağımın altında atan kalbinin çaldığı müziği dinlemekten keyif alsam da Agoraların kızları gelmek üzereydi ve ben Damla ile karşılaşmak istemiyorsam acele etmeliydim.

Geri çekildim ve ellerini bırakıp içeri girdim. Kapıyı da kapattım ki beni daha fazla oyalayamasın fakat yaptığıma pişman olmam saniyelerimi bile almamıştı.

"Çok kötüsün Derin!" diye mızmızlandı ve buradan uzaklaşan ayak sesleri duyuldu. Gitmemeliydi. Beni onunla yalnız bırakmamalıydı.

Ağzımın üstüne kapanan eline rağmen çığlık atmaya çalıştım ama sesim o kadar cılız kalmıştı ki bulunduğum odayı bile doldurmuyordu.

Tuna işaret parmağını dudaklarına götürdü.

"Sessiz ol yoksa öyle şeyler yaparım ki sesini çıkardığın için ölmek istersin." Çığlıklarımı anında keserken korkudan bayılmak üzereydim.

Elini yüzümün üstüne düşen saç tutamında gezdirdi. Başımı sallayarak onu ittirmeye çalışsam da başaramıyordum.

"Sana benden başkasının dokunmasına nasıl izin verirsin?" kaşlarım çatılırken ona cevap bile verememek beni çıldırtıyordu. Sen kimsin ya? Benim adıma karar verme hakkını sana kim veriyor?

Düşüncelerimin önünü kör eden tek şey korkularımdan ibaretti.

"Beni kıskandırmaya çalıştığının farkındayım güzelim." Yüzündeki gülümseme öfkeye dönüşürken boştaki eliyle duvara vurdu.

"Ama bu durum öfkeden deliye dönmeme sebep oluyor ve ben öfkelenirsem neler olur anlatmamı ister misin?" Yüzüme iyice yaklaşırken göz kapaklarımın kaymaya başladığını hissettim. Dizlerim titriyor korku beni ele geçiriyordu.

Ayaklarımın boşta olduğunu fark etmem neden bu kadar uzun sürmüştü. Korkudan bir şey yapamamıştım resmen.

Hızla bacak arasına dizimle bir darbe indirdim. Can acısıyla beni serbest bırakırken benden biraz uzakta olan çantama doğru atıldım ve hızla içinden biber gazını çıkardım.

Titrek adımlarla köşeye sinerken elimi havaya kaldırmış yanıma yaklaşmasına mani oluyordum. Yere doğru kaydım ve oturdum.

Yerinden doğruldu ve yüzündeki iğrenç sırıtışla bana döndü.

"Hırçın olmana bayılıyorum." Kolundaki saate baktı ve kafasını kaldırıp tekrar bana baktı.

"Beni kıskandırman hoşuma gidiyor fakat onlara saf nefret duymama neden oluyor. Yapacağım şey senin yüzünden olmuş olacak." dedi ve kapıyı açıp hızlı adımlarla bulunduğum alanı terk etti.

Nefes alışverişimi kontrol etmeye çalıştım ve hala havada olan elimi sağ tarafa doğru bıraktım. Gözyaşlarım yüzümü ele geçirirken aklımda sadece dokunduğu yüzüm vardı. Hazar'ın öpmeye kıyamadığı dudaklarımı elleriyle kirletmişti sanki.

Yedi MetreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin