Bölüm 28: Sakatlanma

22 3 0
                                    

Herkese merhaba! Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar!

**

Bağcıklarımı bağladım ve son kez aynanın karşısında üstümü düzelttim. 19 numaranın üstüne sağ elimi koydum ve şuana kadar çıktığım tüm maçları tek tek düşündüm. Kazandığımız anları, madalya törenlerini, kupanın verilişini...

Heyecanım artarken kalbim hızlandı ve yüzüme güzel bir gülümseme yerleşti. Bu maç hedeflerime bir adım daha yaklaştıracaktı. Babamın baskısından kurtulma ihtimalini arttıracaktı. En önemlisi istemediğim bir işe değil hayalim olana zemin hazırlayacaktı.

Telefonumun titremesiyle çantama yöneldim. Herkes gerginlikten o kadar sessizdi ki sesi tüm odayı kaplamıştı.

Vaşakların maçı oldukça önemliydi bizim için. Çiğdem'i hazmedemiyordum ve Zeynep de oldukça dua etmişti.

Mesajın Hazar'dan geldiğini görünce yüzümü belli belirsiz bir gülümseme kapladı. Ona nasıl yaklaşmam gerektiğini bilmiyordum. Karan'a haber verirsem ondan uzaklaşmama gerek kalmayabilirdi ama Karan her şeyi halledene kadar Tuna ortalığı karıştırabilirdi.

"Ne oldu?" dedi Eda ifademe kaşlarını çatarken.

"Hazar mesaj atmış. Kapının önündeymiş."

"Gitsene kızım! Ne surat astın?" Eda'ya anlatmama kararı almıştım ve bunu sürdürme niyetindeydim ama Karan gelirse zaten bir şeyleri anlayacaktı. Her ihtimale karşı maç sonrasına bırakma kararı aldım.

"Tamam, ben gidip geliyorum." Adımlarımı kapıya yönlendirdim ve derin bir nefes alarak dışarı çıktım.

Etrafıma baktığımda sol duvara yaslanmış kollarını bağlamış beni beklediğini gördüm. Kapıyı kapattığımda sesi duydu ve bana yöneldi. Gülümsemesi iyice genişlerken kolumdan tuttu ve beni yan taraftaki malzeme odasına soktu.

Kapıyı kapatıp beni kapıyla arasına alırken "Ne yapıyorsun?" diyebildim.

"Göz önünde olmaktan hoşlanmıyorum." Koridorda kimse olmadığını biliyorduk ama sanırım biri geçerse diye önlem almıştı.

"Neden çağırdın beni?"

"Sabah kahvaltıda seni gördüm ama ne yanıma geldin ne de daha sonra ortaya çıktın. Takımın yanında olduğumuz için bir metre öteden bile seni özledim." dedi saçımdan bir tutam tutup koklarken.

Bu hareketinin bana Tuna'yı hatırlatmasına engel olamadım ve titredim. Yüzümün düştüğüne de emindim. Bu o kadar kötü bir histi ki, her yaşanan güzel olayda aklına daha önceden bunun en kötüsünü yaşadığın gelmesi. Onun Hazar olduğunun bilincindeydim ve bana zarar vermeyeceğinin fakat taciz öyle bir şeydi ki sana hangi anda olursan ol hep geçmişteki yaşadığın kötü zamanları hatırlatıyordu.

"İyi misin?" dedi Hazar çatılı kaşlarıyla. Başımı sallayıp onu onayladım ve "Biraz gerginim sanırım." dedim. Yalan sayılmazdı sonuçta biraz gergindim. Neler olup olmadığını anladı mı bilmiyorum fakat beni endişeyle süzen bakışları uzaklaştığında biraz daha rahatladım.

"Başaracağını biliyorum. Tanıdığım en iyi kadın hentbolcusun. Bunu unutma!" dedi sağ elini yanağıma koyarken.

Elinin üstüne elimi yerleştirdim ve tuttum. Bakışlarımı gözlerine çevirirken oradaki hayranlığı görebiliyordum.

"Demek kadın hentbolcu... Peki, erkeklerde kim?" sanki sorduğum soruya alınmış gibi dudaklarını büzdü.

"Bu da soru mu? Tabii ki ben." dedi kendini gösterdiğinde.

Yedi MetreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin