Bölüm 9: Zerde

37 3 0
                                    


Otoparktan çıkan bir arabada fark ettiğime göre şoför koltuğunda oturanı rahatsız ederek kameralarıyla camlarının dibine kadar yaklaşıyor ve kim olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

"Ne yapmamı istiyorsun?" biraz düşündüm. Hazar'ın arabası ortalarda görünmüyordu. Arabamın anahtarlarını çıkararak ona uzattım.

"Arabanı mı kullanacağım." Kaşlarını kaldırmış bir şekilde bana bakıyordu.

"Evet. Yani lütfen! Ben arka koltukta saklanacağım."

"Derin, gerçekten buna gerek var mı?" rahatsız olmuş gibi elini saçlarına götürdü.

"İhtiyacım olmasa söylemezdim. Ama yapmak istemiyorsan..." elimi tam geri çekecektim ki kolumu tuttu.

"Öyle demek istemedim. Neden saklanmak zorundasın?" sorusuna karşın derin bir nefes bıraktım.

"Görünmemem gereken biriyle göründüm diyelim." Kaşları hafifçe çatıldı.

"Yoksa bahsettiğin kişi Karan mı?" benim de onun gibi kaşlarım çatılmıştı.

"Evet de sen nereden... Yani nasıl tahmin edebildin?" hala arabanın arkasında dizlerimin üstüne çöküyor olduğum için bacaklarımda acı peyda oldu.

"Kafeye gittiğimiz gün, yüzü yabancı gelmemişti. Daha sonra haber sitesinde babasını ve onun fotoğrafını görünce tanıdım."

"Anladım." Babam hep ağabeyimle magazincilere boy gösterirdi. Kızı onun için yoktu ki muhabirler araştırma gereği duysun. Ama bu durumdan rahatsız olmadığımı şuan fark etmiştim. Aksi halde tüm hayatım onlardan kaçarak geçiyor olabilirdi.

"Daha fazla böyle duracak mıyız? Bacaklarım kopmak üzere." Hazar beni yerden hızla kaldırdı ve muhabirlere kendini siper etti. Birbirimize fazlasıyla yakındık. Bir yanım hoşuma gittiğini söylemiş olsa da diğer yanım onu inkar ediyordu. Üzerinden gelen parfümle karışık kendi kokusu bu durumu zorlaştırıyordu. Arabanın yanına geldiğimiz de sersem bir şekilde kazağına bakıyordum. Öyle ki beni "Derin!" diye uyarması bile gerekmişti.

Durumun farkına varıp hızla yere çömeldim ve arka kapıyı açmaya çalıştım. Yerde sürüklenen bir çocuk gibi arka kapıyı zorluyordum. Hazar'a döndüğümde kaşlarım çatıldı. Elinde anahtar, içine büründüğüm duruma gülüyordu.

"Açsana şunu!" sinirle ona bakmaya devam ederken gülmeye devam ediyordu fakat en sonunda kapıyı açtı. Şoför koltuğunun arkasına saklanmıştım. Camı açarsa göremezlerdi. Hazar arabaya binmeden söylenmeye başladı.

"Ya kızım, siz buraya nasıl sığıyorsunuz?" arabaya yerleşti ve koltuğu geri ittirmeye başladı.

"Ne yapıyorsun be?"

"Yerleşmeye çalışıyorum." Koltuğa, ona işlemeyeceğini bildim halde vurdum.

"İyide şimdi de ben sıkıştım."

"Yardım isteyen sendin, biraz sabret." Oflayarak olduğum yerde sıkış tıkış bir şekilde kaldım. Arabayı çalıştırdı ve çıkışa doğru ilerledi. Nefesimi tuttuğumu o zaman fark etmiştim.

İyi de bunlar benim okulumu nasıl öğrenmişti? Okulumu biliyorlarsa adımı öğrenmek de zor olmazdı herhalde. Asıl merak ettiğim sosyal medya hesabıma bu kadar kolay ulaşabilecekken hala ulaşamamalarıydı. Gerçi ulaşsalar bile soyadım yazmıyordu.

Araba yavaşlamaya başladı. "Kafanı çıkarma." dedi Hazar.

Camın indirilme sesini duydum.

Yedi MetreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin