NEFRETİNE DAYANAMAM

863 41 75
                                    

Selamm. Yeni bir kurgunun ilk partı ile geldim bu sefer.

Bu kurguda biraz eskiye dönüyoruz. Berk'in Aybike'yi üzdüğü zamanlara.. Ama burada sadece fotoğraf olayı var Aybike ile. Berk Aybike'nin babasına zarar vermiyor sadece Tolga olayında destek oluyor Erenlere.

Umarım beğendiğiniz bir kurgu olur:) yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. İyi okumalarrr

Berk'in Aybike'den intikam almak için Aybike'ye yaklaşıp öpüşüyorlarmış gibi fotoğraf çekip yaymasının üstünden yaklaşık bir ay geçmişti. Berk her ne kadar ilk önce Kadir'in zoruyla özür dilemiş gibi olsa da yaptığının çok büyük bir hata olduğunun ilk andan beri farkındaydı. Sadece Aybike'nin herkesin içinde onu alt etmesini hazmedemeyerek düşünmeden bir anlık hırs ile hareket etmişti.

O günden beri de her gün yaptığı hareketi sorgulayıp kendine kızıyordu. Nasıl böyle bir şey yapabilmişti bir kıza? Hem de içten içe ona bir şeyler hissettiğini bildiği bir kıza.. Aybike'yi herkesin içinde düşürdüğü durum ya da rezilliği bir yana kızın içindeki kendini öldürdüğünün ise farkındaydı özellikle de son zamanlarda.

Berk özür dilemek istese de ondan dileyeceği hangi özür kızın kalbini onaracaktı ki? Ya da dilediği hangi özür ona eskisi gibi bakmasını sağlayacaktı? Eskiden ona ela gözleri parlayarak bakardı, umutla, inatla, engel olamadığı sevgiyle...

İlk hafta yaptığı şeyi pek umursamadan birkaç kere laf sokması dışında bir şey yapmamıştı genç kız Berk'e. Berk ise pişmanlığını hareketleriyle, gözleriyle anlatmaya çalışıyordu. Aybike sanki bunları görüyor gibi tam yumuşamaya başlamışken bir anda ona nefretle bakmaya başlamıştı yine.

Berk ilk önceleri bunu normal karşılasa da kızın son zamanlardaki halinden artık bir şeyler olduğuna neredeyse emindi. Çünkü Aybike'nin gözlerindeki gördüğü öfke öyle bir boyuta ulaşmıştı ki onu rezil ettiğinde bile böyle bakmamıştı genç kız ona. Neredeyse Ömerlerin bile ona karşı yumuşama noktasına geldiği düşünülürse Aybike'nin bu bakışlarının başka bir sebebi olmalıydı.

Berk ara ara yanına gidip durumunu anlamaya çalışsa da kızın terslemesiyle ve gözlerindeki saf nefretle gerisin geri dönüyordu yanından. Bu hareketlerin kızıl çocuğun canını yakması ise Berk'in son zamanlarda fark ettiği yeni bir şeydi. Kabul etmesi ne kadar zor olsa da içinde bir yerlerde biliyordu Aybike'nin kendisine böyle bakmasına dayanamadığını.

Yanına oturan Doruk ile kendisini daha fazla tutamayarak sordu aniden.
- Doruk, Aybike neden böyle?

Doruk, Berk'ten beklediği adımı almasıyla Aybike'nin kötü olduğunu fark ettiği halde anlamamış gibi davrandı. Zaten kızın kötü hali fark edilmeyecek gibi değildi amacı Berk'i daha iyi anlamaktı Aybike konusunda.

- Böyle derken anlamadım ben Berko. Bildiğin bir şey mi var?

Berk, gözlerini sınıfta sıraya kafasını gömmüş Aybike'ye sabitlerken anlatmaya başladı Doruk'a.

- Doruk görmüyor musun kızın halini? Üç haftadır o eski Aybike yok. Böyle heyecanlı heyecanlı hep bir şeyler anlatırdı çevresindekilere, onlar dinlemese bile anlatırdı. Şimdi bırak heyecanı ruh gibi etrafta. Derslerde de uyuyor, hep bir tetikte gibi. Huzursuz da zaten belli yüzünden. Zayıflamış da baya belli.

Berk eski halinden bahsederken gülümserken sonda üzülerek anlatmıştı kızın halini. Doruk'tan cevap gelmemesiyle ona döndüğünde Doruk'un gülerek bakmasıyla kaşlarını çatarak

AYBER/ İÇİMİZDE KALANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin