Selamm. Yeni bölümle geldim, bu sefer cidden üzüleceğiz ama gerekiyordu..
Geçen bölüm çok az yorum geldi ve hevesim kaçtı açıkçası🥲, umarım bu bölüm öyle olmaz.. oy ve yorumlarınızı bekliyorumm💌
Aybike ve Berk sahilde girdikleri yakınlıktan sonra o geceyi şaşkın bir şekilde ne yapacaklarını bilemeyerek bitirmişlerdi. Hatta öyle ki ayrılma anlarındaki saçmalıklarını hatırladıkça ikisi de gülüyordu, birbirlerinden habersiz.
O geceden sonra bir hafta geçmişti ve daha sonrasında ikisi de sanki o yakınlaşma hiç olmamış gibi davranırken aralarında bir şeylerin değiştiğinin ikisinin de farkındaydı. Belki somut değişen bir şey yoktu ama gözleri birbirine değdiğinde ikisi de içlerinde oluşan duygunun farkındaydı. Sanki o duygu içlerinden taşıp gözlerine ulaşıyordu ve bunu sadece ikisi görebiliyordu.
Ama onun dışında aynı oyunlarına devam ediyorlardı. Okulda genellikle yan yanalardı, hatta yine Berk'in bulduğu değişik bahanelerle dışarıda birkaç kere daha buluşmuşlardı. Herkesin dışarıdan sevgili gibi görmelerini sağlarken aslında birbirlerinin arkadaşları gibi olmuşlardı.
Kalplerinde daha farklı anlamlara sahip olan bir arkadaşlıktı bu..
Hatta sinemaya gidip saçma romantik komedi filmlerinden birine girip kahkahalarca gülerek salondan atılmışlardı bile. Tek amaçları buluşmuşken vakit geçsin diye uğraşırlarken farkında olmadan kimsenin yanında gülemedikleri kadar fazla, düşünmeden gülmüşlerdi.
Berk'in aniden ikisi de gülerken sosyal medyaya sevgili görünümlüğü amacıyla çektiği bir fotoğrafları bile vardı. Berk bunu dediği gibi sosyal medyaya atmamıştı ama her gün eli bir şekilde o resme gidiyordu. Yavaş yavaş kalbine yerleşiyordu aslında o fotoğraf..
İster istemez oyun bahanesiyle birbirleriyle vakit geçiriyorlardı. Sohbet ediyorlar, yeri geldiğinde gülüyorlar hatta dedikodu da yapıyorlardı. Ama bunların hiçbiri oyun için değildi. Tüm bunların içinde birbirlerine karşı gerçeklerdi. Tam olarak farkında olmasalar da kalplerinde yer edinmeye başlamışlardı bile.
Son zamanlarda birlikte vakit geçirmeyi her şeye tercih eder olmuşlardı, kendi özgür iradeleriyle hem de. Oyun saçmalığının arkasına gizlenmeyerek..
Berk bu süreçte Aybike'yi üzdüğü her an, kalbini kırdığı her olay için yavaş yavaş pişman oluyordu. Mesela geçen gün laf arasında kız kendisini o kadar da güzel bulmadığını söylediğinde kızın güzelliğiyle dalga geçtiği için pişman olmuştu. Ve bu hareketinin onun kalbinde kalıcı bir iz bırakacak olmasından korkmuştu da. Kara kara nasıl düzelteceğini düşünüyordu o günden beri.
Hiç sevgilisinin olmadığını duyunca kendisi gibi biriyle yalandan bile olsa sevgili olarak görülüp ilk heyecanını kendisiyle harcadığı için üzülmüştü de. Düşündükçe ve Aybike'nin içini daha berrak gördüğü her gün üzülecek ve pişman olacak birçok şey buluyordu. Keşke zamanı geri alabilseydi, şüphesiz bunu sadece Aybike için isterdi.
Aybike tarafında ise durum daha farklıydı. Her ne kadar en başta Berk'i kalbinden tamamen atma sözü vermiş olsa da kızıl çocuğun her hareketi, her bakışı sanki bu söze birer darbeydi. Kızıl çocukla zaman geçirdikçe ona daha fazla çekildiğini hissediyordu. Aklı bu hareketi kötü algılarken kalbi mıknatıs gibi kendisini o yola daha hızlı çekiyordu.
Kendisini kalbi ve aklı arasında sıkışmış hissederken akışına bırakmayı tercih ediyordu. Nasıl olsa gün sonunda üzülmeye alışmıştı, yine üzülürdü. Ama sonrasında aklına düşecek belki mutlu olurdum ihtimalini istemiyordu. Bu ihtimal bile genç kızın kalbini heyecanla attırırken bir haftadır Berk ileyken mutlu olduğu anlar her seferinde gülümsetiyordu. Öyle ki artık Oğulcan'ın ve kuzenlerinin tepkisi bile canını baştaki kadar sıkamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYBER/ İÇİMİZDE KALANLAR
FanfictionAyber çifti ile ilgili olayları yeniden kurguladığım kısa kurguları içerecektir.