...Selaam :)
Anlamsız bir şekilde çok erken uyandım.
Bu da fazladan vakit anlamına geliyor benim için.Bu yüzden
sabah kahvaltısından önce okuyun diye size bölümü erkenden paslıyorum.Buyursunlar efenim :)
□■□
Bir kaç hafta öncesine kadar sadece uzaktan seyrettiğim kadının, şimdi evine girmek üzereydim... ~Gidelim bakalım...~
□■□
Akay kapısını açıp bana yol verdiğinde, müzeye gitmiş bir turist gibi evin sağını, solunu, her yerini gözlerimle tarayarak inceleye inceleye ve yavaş yavaş yürüyerek ilerledim.
Akay'a dair fazladan bir ipucu bulur muyum diye bakındım durdum etrafıma.
Evi kalabalık değildi. O da benim gibi sadelikten yanaydı belli ki. ~Az eşya çok huzur.~ Her şey olması gerektiği yerde, intizamlı ve nizami duruyordu. Bu evi özetleyen en güzel yaklaşım, 'sade ve şık' olurdu sanırım. ~En sevdiğim...~
Benim eşyalarım geldiğinde aramızdaki tek fark sanırım benimkilerin bir tık daha fazla spor şeyler olması olacak.
Genellikle gri tonun hakim olduğu bu ev bence kesinlikle yaşanılası bir yerdi açıkçası.
Ben odanın ortasında durmuş eve bakınmaya devam ederken, Akay arkamdan "Ne içersin?", diye sordu.
"Fark etmez.", dedim ona dönmeden ve o açık mutfağa doğru giderken, benim gözüme küçük bir çerçeve takıldı. ~Evdeki tek fotoğraf.~
Akay'ın mutfaktan çıkardığı sesler kulağıma dolarken, fotoğrafa doğru ilerledim ve elime aldım.
Siyahi ve çok hoş bir kadın, beyaz ve renkli gözlü bir adam, ortalarında da beş yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim kıvırcık saçlı, saçları tepesinin iki yanından bağlanmış ve lüle lüle yanlara taşmış melez bir kız çocuğu.
Herkes kadraja gülerek girmiş. Fotoğraftan mutluluk akıyor resmen.
Ben elimde fotoğrafa gülümseyerek bakarken, iki elinde de kupalarla yanıma gelen Akay almam için birini bana doğru uzattı. Başımı çerçeveden kaldırıp bakışlarımı ona çevirdim. "Çok mutlu görünüyorsunuz.".
Kırık bir gülümseme yayıldı Akay'ın yüzüne ve peşi sıra başını sadece hafifçe salladı. "Birlikte mutlu olduğumuz belki de son fotoğraf.", diye cevap verdi kısaca. ~Bu, beklediğim bir cevap değil.~
'Neden?' diye sorsam mı sormasam mı bilemedim o an. Sonra sormamaya karar verdim. Anlatmak isterse kendisi anlatırdı nasıl olsa. Bu kadarını bile söylemek istemeseydi söylemezdi, ben nerden bilecektim ki?
Konuyu değiştirmeye karar verip, "Evini çok beğendim.", dedim yeniden sağa sola bakınır gibi yaparak. Halbuki her bir noktaya çoktan bakmıştım bile. "Zevkli birisi olduğun çok belli."
"Teşekkür ederim. Senin de öyle olacağına eminim.", deyip kahvesinden bir yudum alırken, konuyu deşmemememden memnun olduğunu anladığım, rahatlamış bir gülümseme yaydı yüzüne. "Üzerini değiştirmek ister misin? Temiz kıyafetler verebilirim."
"Gerek yok.", demiştim ama Akay'ın üzerime ne ara bulaştığını anlamadığım boyaları göstermesiyle kabul etmek durumunda kaldım. ~Bu şekilde koltuğuna oturamam.~
![](https://img.wattpad.com/cover/321519707-288-k690538.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETREFİL / GxG
Romantik☆ TAMAMLANDI ☆ _____+18_____ İki kadın düşünün... Ayakları yere sağlam basan güçlü kadınlar. İkisi de keçi gibi inatçı, ikisi de dik karakterlere sahip. Ve her ikisi de hatalar yapmaya müsait. BEGÜM BELÇİN UZBAY vee AKAY AYTÜRK Bazen kızgın, baze...