ÇETREFİL / GxG

41- B&A HİSSELER

...

Selaam :)

Herkes kendi payına düşeni alıyor
bu hayatta.
Bu aralar benim payıma düşen ise aşırı mutluluk ve çok sevgi.
Bu çok fazla ve çok güzel bir şey.

Neyse...
Çok da şeyetmeden bölüme kaçalım.

Buyursunlar efenim :)

□■□

Acaba yanlış mı gördüm diyerek bir kere daha rakamlara ve karşısındaki isimlere göz attım.

Gerçekten, şaka mı bu? ~O-ha.!~

□■□

Çağın'ın da sürpriz bir şekilde ortaklığa dahil edilmesiyle, tam beş hissedar var şirketin üzerinde hak sahibi olan.

Yarkın %40,
Çağın %30,
Atalay amca %12,
Akay %9
ve ben %9.

İşte bu dağılımı gerçekten beklemiyordum.

Bir kere en başta Atalay amca, Akay ve bana en fazla %5 falan verir diye düşünüyordum açıkçası. Geri kalan %90'lık dilim de Yarkın'ın olurdu... Sonuçta Yarkın patronumuz olacaktı ve bir halta yaramasa da her şeyden önce Atalay amcanın küçük oğluydu.

Ama Atalay Talay zekâsını konuşturup, iş insanı portföyüne yakışan bir hamleyle hisseleri öyle bir sistemle dağıtmış ki, Yarkın yine patronumuz pozisyonunda ama asla tek başına karar mercii değil.

İşin en güzel tarafı da şu ki, neredeyse en düşük hisselerden birini kendisine vermesine rağmen, karar mercii Atalay amcanın ta kendisi olacak bu hisselerle.

Yarkın şirketle ilgili bir şey yaptırmak için %50'yi geçmek zorunda olduğundan, ya çok sevdiği abisi Çağın'ı ya Atalay amcayı ya da Akay ve beni aynı anda yanına çekmek zorunda. Kaldı ki, sadece Akay ya da ben olursak %49'da kalıyor ve konu yine Atalay amcaya bağlanıyor.

Üstelik aynı şey bizim için de geçerli. Çağın, Akay ve ben, Yarkın'a karşı güçlerimizi birleştirsek bile, biz de %48'de kalıyoruz, ki iş yine Atalay amcanın kararına geliyor.

~Ve Atalay amca hariç, içimizden herhangi birinin hissesi, ortaklıktan çıkarılmak istendiği an da feshedilebiliniyor.~

Kendimi tıpkı Çağın gibi arkama yaslanmış, Yarkın'ın yaşadığı bozguna gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken buldum. Olabildiğince Çağın'la göz göze gelmemeye çalışıyordum daha çok gülüp dikkat çekmemek için.

Yarkın babasına dönüp, "Bütün söz hakkımı elimden alıyorsun.", dedi burnundan soluyarak.

Atalay amca ise tam tersine, müthiş bir sakinlikle oturuyordu koltuğunda. "Şimdilik.", dedi tane tane konuşarak. "Doğru düzgün emeğinin geçmediği, dünyanın yatırımını yaptığımız bir şirketi lego gibi eline verip, kafana göre kararlar alarak batırmana şahit olacak değilim. İlerleyen zamanlarda, gerçekten şirketi kendi sorumluluğun olarak görmeye başladığını anladığım gün, kendi hisselerimi sana devredeceğim. O zaman söz hakkı tamamen senin olacak. Ama bunu bana ispatlamak zorundasın.", dedi Atalay amca beni zekâsına bir kez daha hayran bırakarak. ~Acayip sistemli ve akıllıca düşünülüp, geleceği bile garantiye alan bir pay ediliş resmen.~

"Çağın'ın da emeği yok. Kılını bile kıpırdatmadı. Ona neden yüzde otuz veriyorsun o zaman?", diye sordu Yarkın saçlarını karıştırırken. ~Evet. Bu sorunun cevabını ben de çok merak ediyorum.~