ÇETREFİL / GxG

34- B&A OVERSİZE

...

Selaam :)

Ve
günaydın

Ve
Buyursunlar efenim

□■□

Son dakikalarda, her geçen an daha da çok artan kavram kargaşasını çok net görebiliyordum Akay'ın yüzünde. Bu yüzden arabanın kapısını açıp işi tamamen emrivakiye çevirdim. "Hadi. Bence güzel bir sohbet olacak."

Hissediyorum. Bu gece bir çok taş yerinden oynayacak...

□■□

Neden bilmiyorum, Akay'ın beni reddetmemesine şaşırmadım. Heyecanlamıştım da aynı zamanda. Enteresan bir dinginlik vardı üzerimde.

Yukarı çıkıp içeri girdiğimizde, tıpkı geçen sefer olduğu gibi, bu kez de Akay evi inceleyen taraf olmuştu. Ardından bakarken, bu düşünceyle gülerken buldum kendimi.

"Sen rahatına bak. Ben bi' üzerimi değiştirip hemem geliyorum.", dedim ve onu Sherlock karakteriyle ve evimi inceleyen bakışlarla baş başa bırakırken, yüzüme yerleşen o değişik gülümseyişle yatak odama geçtim hızla.

Akay'ı bekletmemek için, çabuk hareketlerle üzerimdekileri çıkarıp kir sepetine attım ve elime geçen ilk siyah eşofman takımını çabucak giyip, makyajımı silmekle uğraşmadan, Akay için onun hâlâ bende duran takımını yatağımın üzerine giymesi için çıkararak yanına gittim.

Her şeyinden ve her hareketinden etkilendiğim bu seksi kadının, benim evimde, benim koltuğumda, bu kıyafetle ve olabildiğince albenisiyle otururken bulunca, 'Benimle yaşasa ve her gün bu manzarayı görsem keşke.', diye geçirdim aklımdan ister istemez.

O an karşımda gördüğüm sanat eseri gibi bir görüntüydü çünkü...

Melez teni ve muhteşem elbisesiyle, bacak bacak üstüne atmış, etrafına bakınıyordu Akay.

O bakışlarını evden alıp bana çevirene kadar, ben kendi düşüncelerimden arındırdım kendimi. Boğazımı temizler gibi yapıp, "Yatak odasına senin için kıyafet koydum. Seninkileri aslında. Sen de üzerini değiştirip rahat otur istersen. O arada da ben bize içecek bi'şeyler ayarlayayım.", dedim üzerini değiştirip eşofmanları giydiğindeki seksiliğine mi kavuşsa yoksa bu seksilikle mi kalsa karar veremeden.

Kısa ama çok kısa bir süreliğine beni süzdü gibi oldu o an. ~Bana öyle gelmiş de olabilir.~ Hemen sonra, "İyi olur aslında.", dedi gerçek bir gülümsemeyle ayağa kalkarken.

O yatak odasına gitmek için hareketlenirken, "Ne içmek istersin?", diye sordum. "Çay, kahve, sosa, şarap, north... Ne istersen?"

Onu belki de çok uzun bir süre bu kıyafetle göreceğimi bilerek, alıcı gözle olabildiğince Akay'ı süzerken, "Fark etmez.", deyip yatak odasının kapısını kapattı.

Mutfağa geçip, pembe şarap koymaya karar verdim elime iki kadeh alırken. Madem 'fark etmez' dedi ve bana bıraktı, o zaman biraz daha rahatlamamıza yardımcı olacak şeyler olmalıydı içeceğimiz. ~Hem hafif hem de işe yarar.~

Peynir vs gibi şarabın yanında tüketilebilecek bir kaç bir şey daha ayarlayıp, teker teker oturacağımız koltuğun önündeki büyük sehpaya koyduktan sonra kadehleri de diğerlerinin yanına götürmek üzere elime aldım ve oluşturduğum ortama bakınca, romantik iki aşık gecesine çevirdiğimi fark ettim. Bir tek mum ışığının eksik olduğunu düşünerek kendi kendime gülümsedim ama hemen ardından tek eksiğin mum ışığı olmadığı, Akay'ın hâlâ odadan çıkmamış olduğu geldi aklıma. Elimdekileri bırakmadan yatak odasının kapısının önünde durarak, "Bir sorun yok değil mi?" diyerek Akay'a seslendim.