ÇETREFİL / GxG

24- B&A HESAP

...

Selaam :)

_ipekce ile yaptığımız röportaj
dün yayımlandı.
Linki profilimde
duyuruyla birlikte paylaştım.
Bölümü bitirdikten sonra hemen oraya gitmeniz lazım.

Belki benimle ilgili merak ettiğiniz 'bazı' şeylerin cevabını da alırsınız.

Tıpkı buraya olduğu gibi,
Oraya da (ANLAMLI) yorum bombardımanı
rica ediciim sizden.
Akşam gelip cevap yazacağım.
FARKINIZI FARK ETTİRİN ULEEYN. 😏

Hatta şu an karar verdim;
Yaptığınız yorum sayısı beni tatmin ederse, bugün ekstra bölüm atacağım. SÖZ.

(Elimde bölüm çok tabi, bol keseden dağıtıyorum hee.)

Köy benim değil mi?
İster sataraaam ister satmam.

Buyursunlar efenim  :)

□■□

Eğer Akay'ın üstündeki ev satılıksa ve eğer çok uçuk bir mebla istemezlerse o evi alacaktım...

~Akay'la komşuculuk mu? Neden olmasın?"~

□■□

Toplantının bitmesi ve her iki tarafında olumlu düşünceleriyle imzaların atılmasının ardından şirkete dönmek için kalktığımızda, havanın güzel olmasını sebep göstererek Akay'a şirkete kadar yürümeyi teklif ettim. ~Bu, benim açımdan baş başa biraz daha zaman geçirmek anlamına geliyor.~

Yolda, oradan buradan sohbet ederken, Akay'ın mümkünse her sabah erkenden kalkıp yürüyüş yaptığını, maydanozdan çok hoşlanmadığını, sesli sakız çiğnenmesinden nefret ettiğini, bir kardeşinin daha olduğunu ama onun Ankara'da yaşadığını ve iş güç yüzünden bir araya çok gelemediklerini, sadece iş için gittiği zamanlarda mümkün olduğunca her akşam onunla olmaya çalıştığını, zamanında iyi bir voleybolcu olduğunu ve sürekli okul takımlarında oynadığını, aynı zamanda iyi bir yüzücü olduğunu falan öğrendim. Yani ufak tefek küçük detaylar biriktirdim kendime onunla ilgili...

Yürüyüşü çok sevdiği için onun etkisinden miydi bilmiyorum ama detaya girmese de ilk kez bu kadar özelini tırnaklarını çıkarmadan anlattığı için baya hoş vakit geçirmemizi sağladık karşılıklı. Ben kendi adıma çok memnunum bu durumdan. ~Hem neden olmayım ki?~

□■□

Kata gelip asansörden gülüşerek çıktığımız an Akay'ın yüzünün şekli sertleşti bir an da. ~Hiç konuşmadığımız, benim onu uzaktan kestiğim zamanlardakinden bile daha sert hatta.~ Ondan gözlerimi alıp baktığı yöne bakınca da kızgınlıktan kıpkırmızı kesilmiş Ceylin'i gördüm. ~Ve tabii ki o da beni!~

Akay'a hiçbir şey söylemeden hızlı adımlarla Ceylin'in yanına gidip, küçük denilemeyecek bir bağırış çağırışın ardından kolundan tuttuğum gibi odama çekip kapıyı kapattım.

Neyse ki idari kattayız da bu kez o kadar da rezil olmadık. Diğer müdürlerin odalarından da çıkan olmadı. Şahit olanların hepsi zaten konuya vakıf. Belki biraz Nevzat bilmiyordur, o da Gülfem'den ayrıntıları öğrenir daha sonra nasıl olsa. ~Bu da çok önemli değil.~