...Selaam :)
Hızla bölümü atıp kaçıyorum.
Buyursunlar efenim :)
□■□
"Eve çıkıp şu üstünü değiştirir misin artık?"
"Geç kalırız."
"UMRUMDA DEĞİL. Git ve şu elbiseyi çıkar üzerinden..."
"En fazla on beş dakikaya gelirim."
~Bir kadının böyle günlerde on beş dakikada hazırlandığı nerde görülmüş?~
Bu hikâyenin kazanan keçisi kim oldu şimdi?
□■□
Söylediği gibi on beş dakika dolmadan, yine gri tonlarında ama bu sefer her zamanki gibi, kabul edilebilir yeni bir elbiseyle indi aşağı Akay.
Allah var, bir ara 'on beş dakika dediğine göre, bu kez de bikiniyle ya da iç çamaşırlarıyla çıkıp gelir bu keçi inadından' diye düşünmedim değil.
Her iki elbisenin de tonajı neredeyse aynı olduğu için, makyajını yenilemesine gerek kalmadı Akay'ın anladığım kadarıyla. Bu yüzden yeniden hazırlanması bu kadar kısa sürdü diye tahmin ediyorum. ~Belki de en başından makyajını zaten bu kıyafete göre yaptı?~
Akay'ı yeni elbisesiyle görünce üzerime çöken rahatlıkla birlikte, kaslarımın ve yüzümün doğru orantıda yumuşadığını hissettim.
Aynı gün içerisinde bir kez daha yanıma gelen sevgilim, bu kez sesindeki kinayeyi esirgemeden, "Geçer not alır mıyım bu kez. Ne dersin?", diye sordu.
Dışarda olduğumuzu umursamadan ama kimsenin de çakmayacağına emin olarak ustaca beline uzanıp Akay'ı kendime çektim ve benim gibi onun da yağlarının eriyeceğini bile bile dudağının başlangıç yerinden ufak bir öpücük aldım. "Alırsın.", diye karşılık verdim alaycı sorusuna aynı anda sırıtırken.
"Başkalarına bakmazsın yani?", diye sordu bu kez şaka ile karışık iğnelemeyi ihmal etmeyerek.
Belindeki elimle Akay'ı arabaya doğru yönlendirir gibi yaparak cevap verdim. "Çok güzelsin." derken bu kez sırıtışım dişlerimi gösterecek kadar gülmeye dönüşmüştü bile çoktan. "Senden gözümü alamam ki başkasına bakayım."
Her ikimiz birden arabanın kapısını açıp içine girerken Akay'ın kendi kendine konuşur gibi, "Bak da o gözlerini oyayım.", dediğini duymamla birlikte arabanın içi kahkahalarımla doldu.
Kahkaham azalırken de, "Senin kıskançlığın da ne pismiş bee.", deyip kontağı çevirdim.
"Sen kendine bak.", dedi Akay uyarır gibi. "Az önce 'ölümü çiğnemeden gidemezsin' diyordun."
Elbette biraz ciddileştim bu cümleye. "Gidemezdin zaten.", dedim bu kez ben uyarıcı tonumu devreye sokarken. "O bez parçası üzerindeyken seni ancak ben görebilirim.", dedikten sonra dün gecenin ardından üzerime gelen rahatlıkla, biraz da şeytanın dürtmek suretiyle bana olan yardımı sayesinde, Akay'ın anlayacağı şekilde ve mimiklerimle de aynı anda söylediğimi destekler gibi imalı bir cümle kurdum. "Zaten bir sonraki seferde üzerinde de en fazla bir kaç dakika kalırdı muhtemelen merak etme."
"Kes şunu.", diye cevap verdi Akay her zaman ki gibi. ~Şaşırdık mı? Tabii ki hayır.~ "Dikkatini bana değil, yola ver. Yeterince geç kaldık, hızlan hadi biraz."
![](https://img.wattpad.com/cover/321519707-288-k690538.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETREFİL / GxG
Romance☆ TAMAMLANDI ☆ _____+18_____ İki kadın düşünün... Ayakları yere sağlam basan güçlü kadınlar. İkisi de keçi gibi inatçı, ikisi de dik karakterlere sahip. Ve her ikisi de hatalar yapmaya müsait. BEGÜM BELÇİN UZBAY vee AKAY AYTÜRK Bazen kızgın, baze...