66- B&A AŞKIN GÜCÜ

2.8K 320 328
                                    


...

Selaam :)

Hikâyenin en kısa bölümü bu olmuş.
Ama 1000 kelime barajını
sınırla geçiyor :)

Önceden yazılmış bir bölümü değiştiremem.
Bu yüzdeeeen,
YAPCAK Bİ'ŞEY YOK.

Finale son 2.

Buyursunlar efenim :)

□■□

Herkese cevaben tam kapıdan çıkmak üzereyken, arkama bile dönüp bakmadan sağ elimi havaya kaldırıp yumruk yaptım ve orta parmağımı kaldırarak yürümeye devam ettim. Gerimizde kalan ve hakkımızda konuşan herkese, 'ŞEYİMDE BİLE DEĞİLSİNİZ" demekti o an o hareket benim için.

Öyleydi... Akay beni seçmişti ve bu yüzden hiçbiri şeyimde bile değildi...

□■□

Çağın ve Akay ancak şirketin kapısından çıktığımızda elimi indirirken fark etmişlerdi çektiğim hareketi.

Gülümseyerek 'sen iflah olmazsın' der gibi bana baktıktan sonra, "Siz ikiniz.", dedi öğretmen havasıyla ikimizi birden işaret ederek Çağın. "Sanırım baş başa konuşacak çok şeyiniz var. Bu yüzden hemen buradan gidiyorsunuz.", deyip elini her ikimizin de görebileceği yüksekliğe kadar kaldırarak, baş ve işaret parmaklarını birbirine yaklaştırıp aralarındaki mesafeyi olabildiğince küçülttü. "Benim unuttuğum bir küçük işim daha kaldı. Onu da halledip sonra evime gidip kış uykusuna yatacağım. Uyanınca sizi ararım. Hadi bakalım. Naşş..."

□■□

Her ikimiz de Çağın'la sarılarak vedalaştık ve Akay'ın arabasına binip Çağın'ın el sallayarak yeniden şirkete girmesini izledikten sonra hareket ettik.

"Sence bu kez ne için girdi?", diye sordu Akay konu açmak ister gibi Çağın'ı kastederek.

"Bilmiyorum.", dedim ona kafa yormak istemeyen bir ifadeyle. "Çağın bu. Yine aklına ne geldi kim bilir." Kafamda milyon tane soru vardı ve o an Çağın'ın içerde ne yapacağını düşünecek kadar bile yer ayıramazdım. Onca şey varken oturup Akay'la Çağın'ı konuşmayacaktım yani. Akay da bunu fark ettiği için devamını getirmedi konuşmanın.

Biraz ilerleyince sadece 'gitmek istediğim bir yer olup olmadığını' sordu ama cevap olarak 'eve gitmek istediğimi' söyleyince direksiyonu o tarafa doğru kırdı.

□■□

Arabadan indiğimizde, Akay'ın elini tutup benim dairemin olduğu binaya doğru ilerlediğimde itiraz etmeden peşimden geldi.

□■□

Evin kilidine anahtarı takarken, daha bu sabah 'bu eve Akay'ın bir daha hiç girmeyeceği düşüncesiyle kapattığımı' hatırlayıp, onsuzluğun verdiği ızdırabın nasıl bir şey olduğunu hatırladı kalbim.

İçeri girdiğimizde çantamı bir kenara bırakırken Akay'a içmek istediği bir şey olup olmadığını sorup olumsuz cevap alınca sesindeki ton dikkatimi çektiğinden dönüp uzun uzun ona baktım.

O da çantasını benimkinin yanına bıraktı ve yanımda durmaya başladı. Dibime kadar geldiğinde, içimden onu ne kadar özlediğimi bağırdı hislerim.

Tutmayı özleyen ellerine gitti ellerim. Her iki elini birden tuttuğum sırada Akay'la bakışlarımız çarpıştı bir kez daha.

"Konuşalım mı?", diye sordu Akay olabildiğince masum bir tavırla.

ÇETREFİL / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin